Skip to content

Marşın Gölgesinde

Viyana’daki yeni yıl konserleri tüm dünyada milyonları ekran başına mıhlıyor. Valsler, polkalar 1 Ocak’ı müjdeliyor. Hele sonunda çalan marşa alkışlarla tempo tutmayan bir yeni seneye başlayamıyor. Peki Avusturya’nın başkentinden başlayıp tüm dünyayı saran o geleneğin arkasında ne yatıyor? Müsaadenizle…

2 Kasım 1766’da dünyaya gelmişti Johann Joseph Wenzel Anton Franz Karl Graf Radetzky von Radetz ya da nam-ı diğer Baba Radetzky. Bohemya topraklarında ağzında gümüş kaşıkla doğan çocuk küçücükken yetim kalmış, büyükbabası tarafından yetiştirilmeye başlamıştı. Delikanlıyken adımını attığı ordunun başına geçmişti.

Avusturya-Macaristan ordularının başkumandanı, her ne kadar tek bir Almanya hayali kurduysa da imparatora hep bağlı kalmıştı. Askerlerinin baba olarak adlandırdığı Radetzky, 91 yaşındayken 1858’de ölmüştü. Kim bilir belki de biraz daha yaşasa, ordularının savaşlarda eriyip gitmesine de şahitlik yapacaktı…

Stadt- und Landesbibliothek zeigt "Des Verfassers beste Laune"

Konser salonlarının vazgeçilmezi, ilk defa 31 Ağustos 1848’de çalınmıştı. Vals kralı Johann Strauss’un aynı adı taşıyan babası tarafından bestelenen ve seksenini devirmiş pek sağlıklı komutan Radetzky’ye ithaf edilen eserin prömiyeri tabii ki de Viyana’da yapılmıştı.

Radetzky Marşı’nın, Haydn’ın Ordu Senfonisi olarak da bilinen 100. Senfonisi’nin ilk bölümünü fazlasıyla çağrıştırmasına gelince… Baba Strauss’un bunu bilerek yapıp yapmadığı yıllardır tartışılıyor. Kimileri ilham diyor, bazıları ise iki bestecinin eski bir Avusturya ezgisinden yola çıkmış olabileceğinden dem vuruyor.

Haydn’ın yapıtı ilk defa 1794’te İngiltere’de icra edildiğinde, tevatüre göre izleyiciler Haydn’ın Avusturya’nın gerginlik yaşadığı Fransa’yı ele aldığını düşünüyorlardı. Unvanlarını saymaya sayfaların yetmeyeceği Kutsal Roma İmparatoru’nun kızı olan ve yine bir 2 Kasım’da, 2 Kasım 1755’te doğan Marie Antoinette, kocası 16. Louis’nin peşinden 1793’ün sonlarında giyotin sehpasına yatırılmıştı. Senfonide duyulan düşman olsa olsa Fransızlar olmalıydı.

Oysa Haydn eserini Osmanlı’yı düşünerek yazmış; Türk motiflerini, seslerini kullanmıştı. 100. Senfoni, 1787-1792 Osmanlı-Rus Savaşı’nın hemen akabinde bestelenmişti; Radetzky’nin gencecik bir subay olarak yerini aldığı savaştan sonra.

Tekrar başa dönelim, Baba Strauss tüm öykünün farkında olabilir mi…