Skip to content

Savaş Soğuk, Satranç Sıcak

Satranç… Beyazla siyahın kimi zaman bitmez mücadelesi. 64 karenin üzerinde gerçekleşen meşru savaş. 16 mensubu bulunan iki ordu, bir damalı tahta. Kâğıt üstünde her şey eşit gibi görünse de birisi başlıyor; öbürü karşılık veriyor.

Tam kırk yıl önce tüm dünyanın gözü İzlanda’ya çevrilmişti. Dünya Satranç Şampiyonası’nda final zamanıydı. Soğuk Savaş’ın nefesinin her gün hissedildiği günlerde bir Amerikalı ile bir Rus kozlarını paylaşacaktı.

Bir tarafta dünya şampiyonu apoletiyle tahtaya oturmaya hazırlanan Sovyetler Birliği’nin medar-ı iftiharı Boris Spaski, öteki köşede Yeni Dünya’nın haşarı çocuğu Bobby Fischer. 1948’den itibaren tahakküm altındaydı satranç. Rusların ‘sen, ben, bizim oğlan’ cakası sürecek miydi; yoksa Avusturyalı Wilhem Steinitz’in 1888’de Amerikan vatandaşlığına geçmesiyle bir dünya şampiyonu kazanan ülke, yaklaşık bir asır sonra kendi kahramanını yaratabilecek miydi…

Reykjavik’teki Laugardalshöll Spor Salonu’nda Spaski’nin beyaz piyonu kaldırmasıyla başlıyordu 24 oyun sürecek asrın mücadelesi. Beraberlik kokan ilk partide Amerikalının yaptığı bir hamle bir anda oyunun dengesini altüst ediyordu. Ülkesindeki sivrisinek vızıltısını bile İzlanda’da kendisine dert edebilecek karakterdeki Büyükusta, akıl almaz bir hata yapmıştı. Oyuncuların gücünü gösteren ELO puanlarına göre rakibinden çok daha üstün olan Fischer, sıradan zekânın bile akıl edebileceği bir piyon hareketiyle köşeye sıkışmıştı. Yine de partiyi beraberliğe götürme fırsatını bulan dâhi, 56. hamlede oyunu terk etmişti. Ruslar öndeydi.

Kameraları bahane eden Fischer, ikinci partiye de çıkmamıştı. Bir anda 2-0 öne geçen Spaski daha da rahatlarken, kaprisli sanatçıları andıran Amerikalı satranççıya mesajlar yağıyordu. Hükümeti temsilen Henry Kissinger ‘aman Bobby’ diyedursun; o çekilmeyi aslında pek düşünmüyordu. Ağına düşürdüğü avıyla aslında oyun oynadığı sonradan anlaşılıyordu. 31 Ağustos’ta başlayan 21. parti, ertesi güne taşınmış fakat ustalar beklenirken gelen bir telefon her şeyi sonlandırmıştı. Kim bilir Amerika, Soğuk Savaş’taki en büyük galibiyetini almıştı; hem de rakibinin en güçlü olduğu alanda.

Fischer vs. Spassky Belgeseli

Bölüm 1 Bölüm 2 Bölüm 3