Skip to content

Peloton Günlükleri #4: Güzel ve Yüce

Giro d’Italia’nın 102. edisyonunda son haftaya girmiş durumdayız. Bugünkü dinlenme günü genel klasmancılar için bir fırsat sayılabilir mi bilemiyorum, zira Primož Roglič’i sorunsuz tırmandığı Civiglio inişinde bariyerlere çarpıp genel klasmanda 40 saniye kaybederken bırakmıştık. 2016 Giro d’Italia’yı tam olarak bu şekilde, kendi şairane iniş performansına ayak uyduramayan bisikletçileri fırsat bilip kazanmıştı Vincenzo Nibali. Ekvadorlu bisikletçi Richard Carapaz’ın pembe mayoyu taşıdığı; Fransız Arnaud Démare’ın ise hakkında yapılan tüm eleştirilere karşın siklamen mayoyu korumaya devam ettiği Giro’nun bu son dinlenme günü, emin olun, hiçbir bisikletçi için keyifli geçmiyor.

Aslında genel klasman mücadelesi buruk başlamıştı. Team INEOS adıyla ilk büyük turunu yarışacak olan eski Team SKY bisikletçileri, Egan Bernal önderliğinde oldukça güçlü bir kadroyla geliyorlardı ki Bernal’in antrenman esnasında köprücük kemiğini kırmasıyla INEOS’un genel klasman umutları daha tur başlamadan rafa kalktı. Buraya son Paris-Nice şampiyonu olarak gelmesi beklenen ve bu bir haftalık yarıştaki bireysel zamana karşı etabını 6. sırada tamamlayan Egan Bernal’in, üç tane bireysel zamana karşı etabı olan Giro’da neler yapabileceğini merakla beklemiş olsak da 22 yaşındaki Kolombiyalıyı bir büyük turda genel klasmancı olarak izlemek için biraz daha beklememiz gerekecek.

Genel klasman konusunda ikinci hayal kırıklığını ise Sunweb’in Hollandalı bisikletçisi Tom Dumoulin yarattı. 2017’de Milano’daki podyumda pembe mayosunu giyen ve aynı sene bireysel zamana karşı dünya şampiyonasını da kazanarak ne kadar iyi bir zamana karşıcı olduğunu gösteren Dumoulin, geçen sene hem Giro’yu hem de Tour de France’ı ikinci sırada tamamlamıştı. 102. edisyonun bir bireysel zamana karşı olan ilk etabında Madonna di San Luca’ya en hızlı ulaşan beşinci isim olması, performansıyla ilgili soru işaretleri bırakmış olsa da takım içi dinamikleri ve planlamaları ile kendilerine hayran bırakan Tom Dumoulin önderliğindeki Sunweb’i izleyebilmek her yol bisikleti takipçisi için büyük bir keyif.

İki genel klasmancısını erkenden dışarıda bırakan İtalya toprakları, sprinter Elia Viviani’ye de iyi davranmadı. Buraya İtalya şampiyonluk mayosuyla gelen ve önceki edisyonlardan toplam beş etap kazanmış olan Viviani, bu sefer eli boş ayrılmak zorunda kaldı. Bora-Hansgrohe’nin Alman sprinteri Pascal Ackermann’ın iki etap kazanmasıyla birlikte siklamen mayoyu Verona’ya kadar koruyacağını düşünüyorken, 10. etapta yaptığı büyük kaza kendisinin bitiş çizgisine son sıralarda gelmesine sebep olmuş ve Trek-Segafredo’nun genç İtalyan sprinteri Matteo Moschetti’yi de saf dışı bırakmıştı. Siklamen mayo şimdilik Démare’ın üzerinde. Mayoyu Verona’da kimin giyeceğiyse son hafta koşulacak olan 18. etapta, Santa Maria di Sala’da belirlenecek gibi duruyor. Giro’daki ilk etabını bu sene kazanan Fransız sprinter Démare, bu başarısını bir de mayoyla süslerse Fransa’da bambaşka bir tur onu bekleyecektir.

Siklamen mayoyu bir Fransız bisikletçinin üzerinde gördüğümüz 102. edisyonda, pembe mayoda da Movistar’dan Carapaz önde gidiyor. Peki yarış başlamadan önce son haftaya girerken pembe mayonun Carapaz’da olacağını öngörmek mümkün müydü? Cevap hem evet, hem de hayır. Carapaz, geçen sene koşulan Giro’yu genel klasmanda 4. sırada tamamlamıştı. 25 yaşındaki Ekvadorlunun ne kadar iyi bir yokuşçu olduğunu hepimiz bilsek de, bu sene üç adet bireysel zamana karşı etabı olması onu pembe mayodan uzaklaştıran en büyük etmendi. Motor sporlarında sıkça yaşanan ve bir üst sırayı kovalayan iki sürücünün birbirlerini yemeleriyle sonuçlanan kedi fare oyununun bu sene Vincenzo Nibali ve Primož Roglič arasında yaşanması da Carapaz’ın aradan sıyrılıp pembe mayoyu -kazandığı iki etapla birlikte- sırtına geçirmesinde çok büyük bir etmen oldu.

Giro’nun 21. etabı, bireysel zamana karşı olacak. Bunun kendisi için ne kadar büyük bir fırsat olduğunun farkında olan ve halihazırda iki zamana karşı etabını da kazanmış olan Roglič, Verona’da pembe mayoyu giymeye aday isimlerin başında gelmekte. En yakın rakibiyse, İtalya topraklarının tümünü evi olarak gören ve tüm bu etapları gözü kapalı koşacağından emin olduğum Nibali. Nibali’nin ikisi Giro olmak üzere toplam dört adet büyük tur genel klasman şampiyonluğu bulunmakta. Üç büyük turu da kazanmayı başarmış sayılı bisikletçilerden olan Messina köpekbalığı, pelotonun da Chris Froome ile birlikte en prestijli genel klasmancısı. Güzel ve yüce arasında ince bir çizgi yer alır. Roglič içinse pembe mayonun güzelliği ile Nibali’nin yüceliği arasında yalnızca altı etap var.