Skip to content

Ne Pastası, Bildiğin Alınyazısı

ma

Şüphesiz tarihin en renkli figürlerinden biriydi Marie Antoinette. Başta sığ, keyfine düşkün olarak gösterilse de zamanla güçlü bir karakter olduğu yazılmıştı. Uygarlığın çok önemli bir dönemecinde, kocası XVI. Louis’le birlikte oturdukları koltuktu belki de ağzından çıkmamış “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” cümlesinin esbab-ı mucibesi. Shakespeare’in Jül Sezar’a söylettiği “Sen de mi Brütüs” veya Galileo Galilei’ye atfedilen “Yine de dönüyor”undan farklı olarak kraliçeye çamur atılmak istenmişti. Bugün küçücük çocuklar bile okul sıralarında Marie Antoinette’i halk düşmanı olarak biliyorsa, birileri amacına ulaşmış olsa gerek.

Peki neydi işin aslı? Onu tam olarak bulmak zor fakat astarın tarihine bakacak olursak… Jean Jacques Rousseau’nun İtiraflar’ında geçiyordu tarihi Qu’ils mangent de la brioche cümlesi. Fakat kimseye atfedilmemişti. Eser 1765-1769 tarihleri arasında yazılmıştı. Bizim ‘pastacı’ kraliçemiz henüz o tarihte Viyana’da bebekleriyle oynuyordu.

Marie Antoinette’in en çok satan İngilizce biyografisini yazan Antonia Fraser, Rousseau’nun adını vermediği prensesin bir önceki asırda yaşamış olan Fransız Kraliçesi Marie-Thérèse olduğunu iddia etmişti. 1840’lardan itibaren her yerde ihale Marie Antoinette’e kalmıştı, oysa annesine yazdığı mektuplarda insanların içinde olduğu yoksulluktan ve kralın onların mutluluğu için daha iyi çalışması gerektiğinden dem vurması aşikârdı.

1755’te Viyana’da doğan Maria Antonia Josepha Johanna, Kutsal Roma İmparatoru I. Franz ile İmparatoriçe Maria Theresa’nın 15. çocuklarıydı. Güzeller güzeli bu küçük kızı, yaşıtı Mozart’ın bacak kadarken sarayda verdiği bir konserden sonra “Seninle bir gün evleneceğim” diye öptüğü iddia ediledursun, 12 yaşında Fransa tacının bir sonraki sahibi Louis’nin bir anda potansiyel karısı olmuştu. Ailedeki çiçek salgını iki ablasının hayatını almış, kraliçe olma sırası ona gelmişti.

19 Nisan 1770’te Viyana’daki Augustin Kilisesi’nde kıyılan nikahla evlilik resmileşmişti. Avusturya’ya kadar zahmet edemeyen Louis’yi prensesin erkek kardeşi temsil etmişti; bugün kanunen yasaklanan vekalet yoluyla evlilik, o zamanlar serbestti. 16 Mayıs 1770’te Versay Sarayı’ndaki görkemli düğünü, 1774’te taç giyme töreni izledi, 1793’teyse giyotin.