Skip to content

Crucible’da Perde İniyor

Her haftası turnuvayla geçilen sezonun sağlaması, bu yıl da tarihi Crucible Tiyatrosu’nda alınacak.

17 gün. Olimpiyat’tan uzun, Dünya Kupası’ndan kısa. Tartışmaya mahal yok, tam olması gerektiği gibi. Snooker Dünya Şampiyonası. Her haftası turnuvayla geçilen sezonun sağlaması, bu yıl da tarihi Crucible Tiyatrosu’nda alınacak. World Snooker’ın başkanı Barry Hearn, henüz yılın başlarında bu seneki turnuvanın tarihin en iyisi olacağından bahsetmişti. Hearn’ü ve pazarlamasını dışarı atsak da, sevenleri için sezon içinde benzer hisler olgunlaştı. Ronnie O’Sullivan her zamankinden mutlu… Ding Junhui kafadaki örümcekleri almış rekora gidiyor… 1 numara Neil Robertson yüzlükleri cebe indiriyor… Judd Trump ve Shaun Murphy iyi başlamasalar bile tam zamanında başlar yukarı demiş… Diğerlerinde de inişler çıkışlar olsa da atmosfer güneşli çünkü önümüzde en kötü sezonu bile toparlayacak Dünya Şampiyonası var. İhtimaller sonsuz olsa da, biz de turnuvaya saatler kala olası senaryoları, içimizden geçenleri toparladık.

Ronnie O’Sullivan koşusunda 3. turu tamamlayabilecek mi?

Ozan Can Sülüm: Bu sezon Ding’in yaptığı inanılmaz şeylere rağmen herkes hala dünya şampiyonasının en büyük favorisi olarak Ronnie’yi gösteriyorsa, o işte hakikaten bi tuhaflık var. Gerçi bütün sezon oynamadan gelip dünya şampiyonu olmaktan daha tuhaf değil.

“Kazanmak istediği zaman onu yenebilecek bir insanın olmaması” durumunu son iki senedir gayet net biçimde görüyoruz. Onlarca sebebi olabilir tabii ama, bence esas sebep bir şekilde onu bozan Higgins’in dağılması, Judd’ın sönmesi, Neil’la büyük maça çıkmaması ve Selby’nin hoşafa dönmesi. Yalnız bu sefer Ding daha büyük ve güvenli geliyor. Tarihin en keyifli maçlarından biri olabilir bence Ding-Ronnie yarı finali. Öncesinde bir Shaun Murphy çeyreği var. Ben oradan rahat rahat devam edeceğini düşünüyorum. Ama Ding bu sefer başka. O yarı finali geçen bence şampiyon olur.

İki buçuk zor maçı kazanmak zorunda kısacası. Buçuk Shaun. Çok kilo verdi.

Emre Yürüktümen: Bitmek bilmez üniversite dönemimin, Michael Schumacher’in üst üste beş şampiyonluk kazandığı yılların üçüncüsüne tesadüf eden zamanlarıydı. Allah selamet versin, sınıftan bir arkadaşım, F1 ile ne kadar yakından ilgili olduğunu, “Schumacher alır abi!” sözleriyle dillendirmişti. “Şimdi böyle anlatınca komik olmadı” kalıbını rahatlıkla kullanabileceğim bu hikayeyi Ronnie O’Sullivan’a bağlamak ve konuyu ‘Bilal’e anlatır gibi’ açmak isterim.

Soruya şöyle rasyonel bir yanıt vereyim: Hayır demek için en ufak sebebimiz yok. 2014 Masters’ı takip edebildiniz mi? Ronnie’nin kuvvetli rakiplerine (Milkins, Walden, Maguire, Selby) dört maçta verdiği toplam 7 freymi geçtim; Ricky Walden’ın hisleriyle oynadığı maça denk geldiniz mi? Peki, Ding karşısında sol eliyle siyaha indiği paralel ıstaka ürünü vuruşla taçlanan 147’si ile nihayetlendirdiği Galler Açık finaline?

Puan sıralamasında 33., ödül sıralamasında ise 6. sırada olan Ronnie’nin kurasına kabaca baktığımızda; ilk turdaki Robin Hull maçının ardından, ikinci turda Joe Perry ile karşılaşacağını düşünüyorum. Çeyrek finalde Murphy/Fu galibi, yarı finalde ise Ding ihtimalleri var. Burada Ronnie için en büyük tehlikenin Joe Perry olduğunu öngörüyorum. Neden derseniz; Perry, Ronnie için ne “çantada keklik” sınıfından zayıf bir rakip ne de çok ciddiye alacağı türden bir büyük tehlike. İşte Ronnie için sürpriz elenişlerin formülü! Perry’yi geçen Ronnie, şampiyon olur.

Snooker Dünya Şampiyonalarında üst üste iki kez şampiyon olan son oyuncu elbette ki Stephen Hendry (1995, 1996) idi- Ronnie O’Sullivan’ın 2012 ve 2013 kupalarına kadar.

Snooker Dünya Şampiyonalarında üst üste üç kez şampiyon olan son oyuncu da elbette ki Stephen Hendry (1994, 1995, 1996) idi- Ronnie O’Sullivan’ın 2012, 2013 ve 2014 kupalarına kadar.

Yücel Tuğan: Ronnie, otobiyografisi ‘Running’ ile snooker severleri iyi besledi. Alkol ve uyuşturucu sorunlarına, ailevi meselelerine ve oyuna yaklaşımına dair pek çok veriyi kitapta buluyoruz. Hayatında ve oyun içinde yaşadığı tüm iniş-çıkışlara rağmen başarılı olabildiğini, özellikle son iki yıl gördük. Bu yıl durum biraz farklı. Dışarıdan bakınca ortalıkta pek sorun bulunmuyor. Masters, Champion of Champions ve Welsh Open’ı kazandığı bu sezon, ondan ideale yakın, net bir snooker izledik. Dünya Şampiyonası’nda da benzer bir durum söz konusu. Böyle olunca -gerçi olmasa da olur- turnuvayı şüphesiz Ronnie referansıyla değerlendiriyoruz.

Pek çokları bu sorunsuz durumun onu geçen yıla oranla daha favori yaptığını ve üzerindeki baskının artacağını söylüyor, ancak kendini en fazla eleştiren gene kendisi olduğu için, favori olma durumunun oyununu etkileceğini düşünmüyorum. Geçen yıl Ali-Bingham-Judd 3’lüsünü geçip, final yapmıştı. Bu yıl güzargah biraz daha zorlu. Olası final öncesi Perry, Shaun/Fu, Ding eşleşmeleri önünde. Ronnie’nin sezon içerisindeki oyununu hesaba katarsak, Ding ve Neil Robertson dışında yanına yaklaşılabilmesi zor. Zafer için kilit maçlar olası Ding yarı finali ve Neil finali. Bu maçlarda da onun oyunundan çok rakiplerinin oyunu belirleyici olacak. Steve Davis ve Stephen Hendry gibi art arda 3.şampiyonluk için şansı oldukça yüksek.

Emre Yazıcıol: Bütün göstergeler bu yönde. Ronnie profesyonel olduğu 1992 yılından itibaren hep çok önemli bir güç oldu ama son iki yıldır yaptıkları, ulaştığı statü ve rakiplerine verdiği korku çok başka bir noktada. Hanesine daha maça çıkmadan sanki 2-3 frame yazdırıyor ve kimsenin gözünün yaşına bakmıyor. Onu en çok  zorlayan adam Mark Selby’ye karşı Masters finalinde oynadığı oyun ve kazanma biçimi pek çok şeyi özetliyor adeta. Kısacası, evet Ronnie bu sene de şampiyonluğun en güçlü adayı.

ding

23 yıl sonra Stephen Hendry gibi bir sezonda 5 turnuva kazanan Ding Junhui, Crucible’da bu kez kendini yenebilir mi?

Ozan Can Sülüm: Ding açık ara en sevdiğim oyuncu. Herkesi başka şeyler heyecanlandırıyor snooker’da. Judd’ın pot oyunu, Neil Robertson’ın uzun potları ya da Ronnie’nin varlığı. Ben Ding’in kusursuza yakın oyunundan keyif alıyorum.

Yıllarca kendi evinde fazlaca baskı hissettiği için turnuva kazanamadıktan sonra, sezon içinde Wuxi hariç efsanevi performans çıkarması, bence bu sefer baskıyı attığını, kendini yenebileceğini gösteriyor. Ronnie’nin yarı finalde rakibi olmaya giderken geçen sene kendisinin elit hale getirdiği Barry Hawkins’ten intikam alma şansı var. İlk iki turda çok fazla yorulmadan çeyreğe çıkabilir, geçen seneyi çok düşünmeden Hawkins’le oynayabilirse, Ronnie’den daha kolay bir yolla yarı finale geleceğini düşünecek olursak bir adım önde Ding. Gerçi çok uzatmayayım, üstteki cevap iki soruyu da karşılıyor.

Üst tarafın yarı finalini geçen, şampiyon olur. Ya da herkes böyle beklediği için olamaz. Bilmiyorum.

Emre Yürüktümen: Stephen Hendry ile Ding Junhui’nin başarılarının özdeş olduğunu düşünmemekle beraber, yıllardır izlediğim snooker’a bir büyük turnuvadaki bir Ronnie-Ding finaliyle veda etmek ve artık veleybol alanında uzmanlaşmak istediğimi gerek eş dost ortamlarında gerekse de sosyal medya kanallarında müteakip kereler dile getirdim. Ding, benim için aileden biri gibi, kardeşim gibi; adam maç kaybedince üzülüyor, ama her defasında sırtını sıvazlayıp teskin etmeyi de ihmal etmiyorum.

Ding’i yıkayıp yağladığım bu girişin ardından, dost acı söyler paragrafını işliyorum… 27 yaşındaki Ding’in toplam 11 sıralama turnuvası şampiyonluğu var; 5’i bu sene: Shanghai Masters (Xiao Guodong), Indian Open (Aditya Mehta), International Championship (Marco Fu), German Masters (Judd Trump), China Open (Neil Robertson). Bu finallerde karşısında çok kuvvetli rakipler bulmaması elbette ki Ding’in günahı değil(China Open finalinde yorgun ve de argın bir Neil ile oynamıştı); amma velakin, bu turnuvaların hiçbirinin Birleşik Krallık sınırları dahilinde oynanmadığını ve sadece birinin Avrupa kıtasında gerçekleştiğini fark etmişsinizdir. Kimse yeni snooker çağının maç takviminin Ding’e yaramadığını söyleyemez.

Dünya Şampiyonası’na gelirsek; yarı finaldeki olası Ronnie kapışmasına kadar Ding tüm maçlarına favori olarak çıkacak ki, yol üstünde Michael Wasley, Mark Davis, Barry Hawkins/Ricky Walden gibi rakipler var. Hawkins’in geçen sene Ding’e ne tür sorunlar çıkardığını Çin Açık’tan ve yine Dünya Şampiyonası’ndan hatırlıyoruz. Kısacası, üzülerek de olsa söylemeliyim ki, yol yorgunu Ding’in finale çıkabileceğini düşünmüyorum. Hele ki Ronnie sürpriz şekilde elenirse, final için o kanaldaki herkes fena şekilde iştahlanacaktır.

Yücel Tuğan: Ding’i izlemek keyif. Bu sezon aklını istediği zaman boşaltabildiğini 5 şampiyonlukla gösterdi. Zihnen hep zayıf olarak adlandırıldı ama bu sene daha güçlü. Dünya Şampiyonası kurası da fena değil. Olası yarı final için Barry Hawkins ya da Ricky Walden’ı geçmesi gerekiyor. Hawkins geçen sene Ding’i elemişti. Ancak iki oyuncunun sezonuna baktığımızda, Ding’in zihin eğrisi bu sene buna izin vermeyecektir. Asıl test yarı final. Uzun süre sonra, bu yıl Ronnie ile Galler Açık finalinde karşılaştılar ve sezon içindeki Ding’ten eser yoktu. Sonrasında dersini aldığını söylese de, henüz büyük sınav için tam olarak güven verdiğini söylemek güç. Ronnie’ye karşı bir strateji izlemek neredeyse imkansız, ancak onu görmeyip, kendi oyununuzu oynamalı ve devreye girmeniz gereken fırsatları harcamamalısınız. Ben değil, bir yerde Ronnie söylüyor. Ding bunu yapabilecek ender isimlerden, ancak zaten nasıl dersler aldığını bilmezken, bunu 33 frame’lik yarı finalde sürdürebilmesi pek mümkün görünmüyor. Olursa, yakıştırılan isimlerin başında geldiği şampiyonluğa gidebilir.

Emre Yazıcıol: Bu kadar yoğun geçen bir sezonun bazı yan etkileri elbette olacak Ding için. Ronnie’den sonra tüm gözlerin üzerine çevrildiği isim o ve baskıyı yönetme konusunda hayli mesafe almış olsa da Crucible’da henüz sadece bir yarı finalinin olduğunu unutmamak gerek. Yorgunluk ve spotları bunca üzerine çekmenin Ding’e çok iyi gelmeyeceğini düşünüyorum. Yine de Ding bence yarı finale gelecek ama orada Ronnie O’Sullivan ile eşleşmesi söz konusu. Bu eşleşmede Ding’in kazanma şansı çok az. Ding için en iyi senaryo Ronnie’nin Marco Fu ya da Shaun Murphy’ye bir önceki turda elenmesi olur ki öyle bir senaryoda Ding şampiyonluğa gidebilir. Ama tekrar ediyorum, Ding, Dünya Şampiyonası’nda oynarlarsa Ronnie O’Sullivan’ı geçemez.

neilselby

Ding gibi, geçen sene hevesleri yarıda kalanlar Neil Robertson ve Mark Selby’e mutluluğun resmini çizer mi?

Ozan Can Sülüm: Hawkins-Ding muhtemel çeyrek finali hariç, diğer dört muhtemel çeyrek final eşleşmesi finalde gözükse herhangi bir insan evladının itirazı olmaz bence (Ronnie-Murphy, Neil-Judd, Selby-Higgins/Bingham).

İkisi de geçen seneyi felaket kapattılar. Selby’nin şampiyon olmaması çok zordu, sakatlık belası tuttu, Neil’sa büyük ihtimal eline geçebilecek en kolay finale yürüme şansını kaçırmış oldu. İkisi de favori değil. İkisi de insanların birinci, ikinci hatta belki de üçüncü şampiyonluk adayı olarak gelmiyor Crucible’a. Bu noktada bence öne çıkan Neil. Hem daha önce finişi görmüş birisi olarak, hem de favori olmadığı zamanlarda da daha iyi oynayarak kazandığı maçlara bakıldığında sanki kafaca bu durumundan olumlu etkilenecek gibi görünüyor. Selby’se tam tersi. Onun için bunu söylemek hakikaten tuhaf geliyor bana ama, bu turnuvada ilk turda elense de, finale çıksa da şaşırmayacağım.

Neil, mümkün. Selby, bilmiyorum.

Emre Yürüktümen: Bilenler bilir; Neil Robertson ile mutluluk kelimesini aynı cümle içinde kullanmaktan bile imtina ederim. Neil Robertson’la ilgili tek söyleyebileceğim, kendisini turnuva dışına itecek oyuncuya 147 TL’lik bir çek göndereceğimdir. Bununla beraber, sözde seri başı oyuncular içinde (Ronnie, Ding, Selby, Robertson) en rahat yarı final rotasına Neil’ın sahip olduğunu da söylemek lazım- görece düşük form durumuna rağmen.

Tablonun hemen Robertson tarafındaki kanalından finale ulaşmaya çalışacak oyunculardan biri de Selby. İkisi yarı finalde karşılaşır mı? Hayır. O zaman bu ikisinden biri yarı finalde olamayacak, öyle mi? Evet. Hangisi daha erkenden gidici? Selby. Net.

Yücel Tuğan: Bu sene ilk turlarda çok büyük sürprizlerin olacağını sanmıyorum. Dersler alınmıştır. Geçen yıl 2 büyük favori olarak gittikleri Crucible’dai Neil Robertson 1., Mark Selby ise 2. turda elenmişti. Robbo’nun final yolu, Selby’e göre daha zorlu. Olası Allen-Judd-Bingham. Selby içinse, az önceki 3’lüden de anlaşılabileceği gibi, kağıt üzerinde çeyrek final ötesini göremiyorum. Geçen sene hadi ‘tükenmişlik’ vardı, peki bu sorunu ortadan kaldırmak için bu sene daha az mı turnuvaya girdi, pek değil. Bunun yanına istikrarsızlığı da koyalım. Tabi gerekirse çuhayı kazıyarak bu yolu açabilecek biri varsa o da Selby, ama hoş gözükmeyeceği kesin.

Masadaki her anın kıymetini bilen Robbo ise, ilk turlardaki agresif rakiplerini ağına düşürebilir. Allen kolay lokma değil diyeceğim ama her sene olduğu gibi gene ben ağa düşebilirim. Judd maçı belirleyici. Virüs etkisinde aksıra, tıksıra final yaptığı Çin Açık ondan ne götürdü bilinmez ama kendini bir gladyatör gibi görüp, bunu da pozitife çevirecektir. Crucible’da da kağıt üzerinde final göz kırpıyor.

Emre Yazıcıol: Neil Robertson şampiyonluğun bir diğer güçlü adayı ama kurası çok zor. Final için Williams – Allen – Trump – Selby (Higgins) gibi bir yol kat etmek zorunda ki bunu yapabileceğine inanıyorum. Yalnız böylesi bir vize maratonundan çıkıp hemen ardından Ronnie O’Sullivan finaline girmek tek haneli not manasına gelebilir. Mark Selby ise şu anda form olarak dibe vurmuş durumda ve ben ilk turda bile gümleyebileceğini düşünüyorum. Ne olursa olsun Ronnie – Neil finalini izlemek isterim.

judd

Peki ya Judd, yeni bir araba istiyor mu? Shaun Murphy, boşuna mı verdi bu kiloları?

Ozan Can Sülüm: Ben Judd’dan ümidi kestim. Ronnie’den daha paragöz, sırf para ve şöhret için bu işi yapabilecek birisi hiç aklıma gelmemişti. Gerçi snooker için hala genç, kafası değişebilir de, şu anda ben onu şampiyon olarak görmüyorum. Hele Crucible’da şampiyon… Daha neler.

Shaun Murphy’ninse yeri kötü. Tablonun alt bölümünde olsaydı, şu durumuyla Neil’ı çok zorlar, Selby’yi yenebilir, Bingham’ı, Judd’ı parçalayabilirdi bence. Yalnız üst tarafta Fu’yla ikinci tur, sonra Ronnie’yle çeyrek, arkasından da Ding’le yarı oynayıp akıl sağlığını koruyabilmek bence çok zor iş. Ölüm grubuna düştü…

Emre Yürüktümen: Judd Trump, Crucible’da geçmesi muhtemel 1-2 turla yeni bir otomobil değil, en fazla yeni bir bisiklet ve bir de Zone 1-2 için Oyster Card’ına yıllık yükleme alabilir. Judd’ın yeniden doğacağı gün, sporun çulha ile kaplı bir masada değil de kumda oynanacağı kararının WPBSA tarafından alınacağı gün olacaktır. İlk turda Tom Ford’a elenmesi dileklerimle. O da olmadı Stephen Maguire. O da olmadı Mark Allen ya da Neil Robertson. Tüm bu rakipleri aşıp finale ulaşırsa bikini giyer, Sheffield Meydanı’na çıkarım.

Shaun Murphy’ye gelince; çeyrek finale ulaşması halinde karşısında kuvvetle muhtemel Ronnie O’Sullivan’ı bulacak ve kendisinden bir başka 13-9 ya da 13-10’luk “şerefli mağlubiyet” izleyeceğiz.

[Üniversite yıllarımda “Schumacher alır abi!” yorumu yapan arkadaş mode ON]

Yücel Tuğan: Judd’da oyunun her veçhesini görebiliyoruz. Eksik olansa kazanma hırsı. Diğer oyunculardaki gerilimi onda pek yok. Bu iyi bir özellik ama halinden memnun olduğunun da bir göstergesi. Sezonun 2. yarısında formunu artırsa, Şampiyonlar Ligi’ni kazansa da, 2.turdan itibaren zor rakipler onu bekliyor. Stephen Maguire’ı geçse bile, Neil’e takılacaktır. Zaten araba konusunda şu an bir sıkıntısı yok gibi.

Gitgide süzülen Shaun Murphy ise, kendini 3 yıl sonra kazandığı ilk turnuvayla ödüllendirdi. Olması gereken noktada, olması gereken formda. Bu yıl 2 de 147 yaptı. Buna karşın turnuva içinde ve maç içinde istikrar sıkıntısı yaşıyor. Kehanete göre gelecek sene onun yılını izleyebiliriz. Dünya Şampiyonası’nda ise, 2. turdaki Marco Fu eşleşmesi son maçı olabilir.

Emre Yazıcıol: Judd Trump geçen seneki kadar popüler bir heşteg olarak icabet etmiyor turnuvaya ki bence kendisi adına faydalı olacaktır. Judd, o “Judd balı” tabirinden sıkılıp oyununu paramparça etti, daha fazla ne yaptığını bilen bir oyuncu olarak şans faktörünü minimize etmeye çalıştı, hala da çalışıyor. İşte kilit nokta da burada, “hala çalışıyor”. Böyle bir dönüşüm tatlı mı olacak yoksa kanlı mı olacak diye sorduğunuz zaman cevap genelde ikinci şıktır. O dönüşümün sancıları devam ediyor ve ben bu yüzden Judd’dan bir final beklemiyorum Shaun Murphy ise 2014’e Taci Kalkvavan ağzıyla söyleyeyim, “şıkır şıkır” girdi. Kilo verdi, 147’ler yaptı, turnuvalar kazandı… Bu turnuvadan ümitli olmak için her türlü geçerli sebebe sahip. Ama yolu zor; Cope sonra Fu sonra O’Sullivan. Marco Fu bu turnuva için benim dark horse’um. Onu geçse dahi O’Sullivan’ın herkesi ekmeksiz yediğini bir kez daha vurgulamaya gerek yok. Yine de çeyrek finalde bir O’Sullivan – Murphy maçı beni mest eder.

hawkins

Bu yıl Barry Hawkins gibi sert çocuk görecek miyiz?

Ozan Can Sülüm: Geçen sene ambulansın peşine takılan taksi gibi yaldır yaldır gitti finale. O kadar çok sürpriz olmuştu ki, Hawkins’in finale gidiş yolunu sorsanız tekten cevap verebilecek çok az kişi var.

Bu sezon alt taraftan ilginç şeyler olabilir bence. Özellikle bir kişi acayip dikkatimi çekiyor. Sezonun sonuna doğru çok bir şey yapmadı ama, ben eğer bir yerden sürpriz gelecekse Stuart Bingham’ın yarı finale gidişiyle gelecek diye düşünüyorum. Yolu bayağı sert gözüküyor, keza ilk iki turda iki eski şampiyonla oynama durumu var ama yarı finale gitmesi benim için hiç sürpriz olmaz.

Emre Yürüktümen: Barry Hawkins gibi sert bir çocuk tanıyorum: Barry Hawkins. Yarı final yolunda Ding’le aynı sekizli içinde yer alan Hawkins, Çinli rakibiyle bugüne kadar iki kez Crucible’da karşılaştı ve bilin bakalım ne oldu? Evet, 2-0 Hawkins. Gerçi bunların ilki tam sekiz sene önce, Ding daha takdir-teşekkür peşindeyken gerçekleşmişti ama yine de burada psikolojik üstünlüğün Hawkins tarafında olduğunu söyleyebilirim.

Neil Robertson’a beslediğim menfi hislerin biraz daha hafiflerini takdim edebileceğim Ricky Walden da maalesef sinsi sinsi saçma işler yapma potansiyeli olan dönemsel sert oyunculardan biri. Gerçi geçtiğimiz sene oynadığı yarı finalle bu hakkını kullanmış olabilir ama orada kaybettiği Hawkins’le hemen Son-16’da oynama ihtimali olması da ilginç.

Dünya Şampiyonu olmaları doğal olarak çok büyük sürprizler ifade etse de; Joe Perry, Marco Fu, Mark Allen ve elbette ki Stuart Bingham ve John Higgins de bu grupta yer alır- form durumlarından bağımsız olarak.

Yücel Tuğan: Soruyu yanlış anlamış da olabilirim, Bruce Lee’nin memleketlisi Marco Fu bu kategorideki adayım. Fu, tahmin edilmesi kolay bir oyuncu değil ve tehlikeli. Kolayca seri üretebiliyor ve bu sene kariyerinin en başarılısı. 6 yıl sonra sıralama turnuvası kazandı. Tabi kurası hiç kolay değil. Önce Martin Gould, olursa ardından Shaun Murphy ve Ronnie O’Sullivan geliyor. Ronnie de, kitabında karşısında kendini rahat hissetmediğini vurguladığı bir oyuncu Fu. Oyuncuların koyduğu lakabıyla ‘Bogeyman’ (Öcü). Bakalım Fu, o korkuyu gene salabilecek mi?

Emre Yazıcıol: Evet görebileceğiz, başta Hawkins’in kendisi zaten. Ama ondan da öte, daha önce de belirttiğim üzere Marco Fu. Bence şu anda, Ronnie O’Sullivan’ı biri yenecekse, o adam çeyrek finalde Marco Fu’dur. Bu ikisinin dışında Stuart Bingham ve Alan McManus de bu çetin ceviz kategorisine girer.

wilson

İlk kez katılanlar Kyren Wilson, Michael Wasley, Xiao Guodong ve Robbie Williams’ın yolu uzun olur mu? Sürpriz çıkar mı?

Ozan Can Sülüm: Ben Robin Hull’u da ilk kez katılıyor sanıyordum ya. Yayınlarda birkaç kez “Harry Potter’lı Michael Wasley esprisi” yapacağım, o yüzden hazır olun.

Geçen sene ilk turda elendikten sonra böyle bir olaya asla izin vermeyeceğini düşündüğüm Neil’la eşleşen Williams için Crucible iyi olacak, onun için de spor olacak sonuçta. Keza aynı şeyi sezonun en iyi oyuncusuyla oynayacak olan Wasley için de söyleyebiliriz. İstekayla expelliarmus yapmayı öğrenmediyse Ding’i yenmesi bence mümkün değil. Xiao Guodong heyecanına ne kadar hakim olabilecek onu göreceğiz. Boş sezon geçirirken son anda Çin Açık’ta yarı final oynayan Ali Carter’ı yine de yenme ihtmali var bence. Sonrasında Selby’le ne yapacağını göreceğiz. Ama ondan da çok büyük sürpriz çıkması zor.

Dört eleme turunun sonuncusunda Graeme Dott’u geçen, Dott’un “şu anki performansıyla ana tablodaki çoğu kişiyi yenebilir” dediği Wilson içinse ilk tur maçı çok güzel olabilir. Tamam, Ricky Walden acayip tecrübeli ama dört eleme geçenden, hele sonuncusunda eski dünya şampiyonu eleyen genç yetenekten ben korkarım. Crucible lanetinin bir alt versiyonu olan “bir dünya şampiyonasında beklentinin çok üstüne çıkan ertesi sene dağılır” durumunun örneklerinden birini Barry Hawkins yaşatır mı bilemiyorum ama, bence bir sürpriz gelecekse Kyren Wilson’un Ding’le çeyrek final oynamasıyla gelebilir.

Ama yenilerden çok da bir şey beklememek lazım.

Emre Yürüktümen: Kyren Wilson, ilk turda Ricky Walden’a rahat bir şekilde yenilecektir ve Walden da bu galibiyeti bana ithaf edecektir. Zaten adamın tüm motivasyonu beni ters köşede bırakmak üzerine!

İlk turda Ding ile karşılaşacak Michael Wasley bol bol fotoğraf çeksin, çektirsin. Gerçi Sheffield’a trenle 2-3 saatlik mesafeden geliyor, tanıdığı bildiği coğrafya ama; Sheffield’ın tepsi kebabı meşhurdur, muhakkak tatsın.

Robbie Williams da “The Melbourne Machine” karşısında (Lakabını sevsinler, Neil!) skoru 8-2’den 8-3’e getirerek umutlanır ama 10-4’lük mağlubiyete engel olamaz.

Xiao Guodong’a gelince… Sanıldığının aksine, öyle çok da çıtır sınıfında olmayan 25 yaşındaki Xiao, kariyerini bir adım öteye götürecekse, bundan iyi fırsat olamaz. Bu sezon, lokum gibi kurasının da yardımıyla Ding’le Shanghai Masters finali oynayan, German Masters’da da çeyrek final gören Çinli, ilk turda son büyük turnuvasını oynuyor olması muhtemel Ali Carter’la karşılaşmayı itirazsız kabul etmeyecekti de ne yapacaktı! Ardından yaralı Mark Selby, devamında da olası Higgins/Bingham eşleşmesi galibiyle yarı finale çıkma maçı! Olur mu? Zayıf ihtimal. Bu saydığım rakiplere karşı 19 freymlik, 25 freymlik maçlar kazanmak tabii ki fabrika ayarlarında “zor”, ama Xiao patlamasını yapacaksa burada yapsa iyi olur.

Yücel Tuğan: Michael Wasley ve Robbie Williams’ın rakipleri Ding ve Neil olduğu için yolları taştan. Kyren Wilson’ı izlemek ise keyifli olacak. O da Ricky Walden’ı geçemeyecektir ama Graeme Dott’u elemesi açısından ve diğerlerine oranla soru işareti yakmaya daha yakın.

Xiao Guodong’a ise ayrı paragraf gerekiyordu. Burada Terry Griffiths’i anacağız. 1979 Dünya Şampiyonu, geçen sene Barry Hawkins’in finale yürüyüşünde, akıl hocağılığıyla en büyük yoldaştı. Griffiths, bu sezon Xiao Guodong ile çalışmaya başladı. Bu birlikteliğin ardından Şangay Masters finali ve bir de çeyrek final geldi, şimdi de DŞ ana tablosu. Xiao’nun iyi bir sezon geçirmeyen, gene de Çin Açık’ta yarı final gören Ali Carter’ı elemesi olası, ve tabii ki sürpriz kategorisine de girer. Sonrasında Mark Selby var, neden olmasın?

Kariyerinin en başarısız senesindeki John Higgins’in de ismi geçsin. Çeyreğe ulaşması bile benim için sürpriz olur.

Emre Yazıcıol: Bu isimlerden Wilson, Wasley ve Williams tam dört tane, yani maksimum sayıda ön eleme geçerek ana tabloya geldi. Yalnız Wilson dışında kötü kura çektiler. Wasley Ding ile, Williams ise Neil ile oynuyor ilk turda. Sürpriz zor. Wilson ise Ricky Walden’ı terletir, ama eler mi, ona cevap vermek zor. Guodong ise gerçekten tehlikeli bir oyuncu. Onun da Ali Carter’a birkaç tutam saç yolduracağına inanıyorum. Ama bu isimlerle ilgili net tahmin yapmak, bir kez daha belirteyim çok zor. Alacakları skorlardan ziyade geçen sene Dechawat Poomjaeng’in yaptığına benzer bir etki yaparak şampiyonaya katkı yapmalarını isterim. Oyun olarak, seyirciyle interaksiyon olarak… Underodg hikayeleri her zaman güzeldir, Crucible büyüsüyle çok ilginç işler ortaya çıkabilir, neden olmasın.