Skip to content

I’m Your Superhero, We Are Standing on the Edge

Andrew Luck ile ilgili bilmek istemeyeceğiniz her şey...

Andrew Luck ile ilgili yazılabilecek çok şey var; ancak bunların neredeyse hepsi Amerika kaynaklı sitelerde yazılmış olduğu için çeviri yapmak istemiyorum. Rakipleri pizza reklamlarında oynarken, teknoloji şirketlerine yatırım yapması, Stanford Üniversitesi Mimarlık Fakültesi bölüm başkanı hakkında konuştuğunda, diğer sporcu prototiplerine hiç benzemeyen kişiliğiyle ilgili ipuçları bulabiliyor olmanız, Indianapolis Colts’un yedek QB’si veteran Matt Hasselbeck’in; Luck’ın hoşuna gitmeyen hücum setlerinin oyun kitabından çıkartılmasına yönelik koçlara telkinde bulunabildiğini ve kendisinin bunu yapması için yedi sezon geçmesi gerektiğini anlatması gibi Luck’ı nevi şahsına münhasır bir adam yapan ilginç şeylerin detaylandırıldığı bu yazıyı1 okuyabilir ve benimkiyle zaman kaybetmeyebilirsiniz.

Ama ben yine de, zamanınızı çok almayacağım ve kısa tutacağım. Luck’ın saha dışı ve içi karakteriyle ilgili, yukarıda da örneğini verdiğim gibi pek çok makale var, olağan şüpheli sitelerde, pek çoğu da okumaya değer. Ben, kendisinin baştan sona izleyebildiğim birkaç maçında gördüğüm kadarıyla, saha içindeki halinden bahsedeceğim.

Çaylak sezonu, yeni süper dörtlünün diğer üyeleri kadar spekülatif değildi. R. Wilson ve C. Kaepernick gibi piyangodan çıkmadı, R. Griffin III kadar sansasyonel iş yapmadı sahada. P. Manning gibi bir efsanenin ayakkabılarını doldurması beklenen, daha sezon başlamadan birinci sıradan draft edileceğine emin olunan bir adamdı, Luck. Sezon boyunca “Suck for Luck”2 şakalaşmalarına3 konu olan, kimi draft uzmanlarının P. Manning’den beri en iyi yetenek dediği, kimilerinin John Elway’e kadar gitmeye cüret ettiği bir çaylağın 23 TD-18 INT ile normal sezonu bitirmesi ve toplamda 23 top kaybı yapması çok da tatminkâr değildi. İlk yarısında kopup giden ve dolayısıyla da daha çok pas oyunu tercih edilmesine neden olan Patriots ve Bears maçları hariç, 300 pas yardı barajını sadece 3 kez aşabildi ve sezonu 54.1 pas tamamlama yüzdesiyle bitirdi. Ancak bütün bunların yanında, 1. sıradan seçilmiş en fazla maç kazanan çaylak oldu, 7 maçta takımını galibiyete taşıyan son drive’a imza attı ve C. Newton’a ait, bir çaylak tarafından kaydedilen en fazla pas yardı rekorunu kırdı.

Çok da parıl parıl parlamayan bir takımı playoff’a taşıdı ve sonradan şampiyon olacak Ravens’a elendi. Pek sansasyonel gözükmeyen sezon, hiç de fena bitmedi Luck için. 11 galibiyetle tamamlanan normal sezonun ardından, şampiyon takıma elenerek biten bir sezonun üzerine koyabilmek kolay iş değil; ancak isminiz Andrew Luck ise, beklentilerin hiçbir zaman azalmayacağını bilirsiniz. NFL’in vasat defans takımlarından birine sahip olmasına ve çok da güvenilir koşuculara sahip olmamasına rağmen, takımı Colts’u, görece zor bir fikstürden 7 galibiyet 3 mağlubiyet ile çıkarmayı başardı. Bu 7 galibiyetin içinde, şampiyonluk adayları Broncos, 49ers ve Seahawks’a karşı alınan galibiyetler olduğunu belirtmeden geçmek olmaz. Mağlubiyetlerin ikisi ise, playoff yapmaları sürpriz olarak değerlendirilecek Rams ve Chargers’a karşı geldi. Fikstüre bakınca, geçen seneki 11-5’lik dereceyi tekrarlamaları olası ve AFC Konferansı güney grubunda da Colts’u tehdit edebilecek bir takım gözükmediğinden, daha uzun bir playoff macerası geçirmesi de kesin gibi. Luck’ın kişisel istatistikleri bir yere fırlamadı, hâlâ çok göz alıcı ya da dudak uçuklatıcı değiller. Ancak, pas tamamlama yüzdesi 59.4’e çıktı ve 14 TD-6 INT ile devam ediyor sezona. Toplam 8 top kaybı yaptı. Bu sezona, Stanford Üniversitesi’ndeki hücum koordinatörü ve QB koçu Pep Hamilton ile başlayan Luck’ın oyunundaki rakamsal artışlar şaşırtıcı değil. Artık çaylak olmayan ve profesyonel futbol kilometresini arttırmış bir adam olmasının yanında, koç ekibindeki bu tip değişikliklerin, ilgili oyuncuların verimliliğini arttırdığını neredeyse her örnekte fark edebilirsiniz.

si-luck

Luck’ın gözüme çarpan en büyük özelliği, liderlik vasıflarına sahip olması ve takım arkadaşlarının bunu çoktan benimsiyor olmaları. Hiçbirisi sürekli görüştüğüm arkadaşlarım değil; ancak vücut dillerinden bunu anlamak çok da zor değil. Süper dörtlünün diğer üyeleri, hatta Cam Newton kadar spekülatif koşu oyunları yapmadığı için atletik özelliklerine genelde burun kıvrılsa da hiç de fena bir atlet olmadığını da belirtmek gerek. Bu sezon NFL’in açık ara en fazla darbe alan QB’si Luck, maç başına 4’ten fazla planlı ya da plansız koşu oyunu da yapıyor, yani maç başına çok kabaca bir hesapla 10 kere darbe alıyor.4 Kolej ve profesyonel kariyeri boyunca henüz maç kaçırmamış, kritik eklem bölgelerinin hiçbirisinden ciddi bir sakatlık geçirmemiş bir adamdan bahsetsek de takımının, gelecek 10 seneki bir numaralı yüzü ve umudunu korumak için yeterince çaba sarf etmediğinden dem vurmalıyız. Bu kadar baskı altında olmasına rağmen, maç başına sadece 2.3 kere sack’leniyor oluşunu; oyun farkındalığı, cep içinde hızlı karar verme ve uygulama ve atletik yeteneklerine yorabiliriz.

Selefi Peyton Manning’i andıran pek çok özelliği olduğunu söyleyebiliriz. Onun kadar asık suratlı ve talepkâr bir vücut diline sahip değil. Kimi zaman duygularını belli etmekten çekinmiyor ya da henüz onları kontrol edemiyor. 14 sezonluk tecrübe farkını görmezden gelmek olmaz. Ancak P. Manning ilk ve tek şampiyonluğunu kazanmak için 9 sezon beklemişti, karşılaştırıldığı bir diğer efsane John Elway ise profesyonel kariyerinin 15. sezonunun ardından şampiyonluk kazanabilmişti. Colts yönetimi ve koç ekibi biraz yardımcı olduğu takdirde, Luck’ın o noktaya ulaşması için bu kadar beklemeyeceğine, sahip olduğum her şeyine bahse girerim. Halihazırda sahip olduğum pek bir şey yok, birisiyle beraberim ve onu herhangi bir bahse konu edeceğime ölmeyi tercih ederim. Kirada oturuyorum, son kullanma tarihi geçmiş bir dizüstü bilgisayarım ve iki bavul giyeceğim var. Ama siz ne demek istediğimi anladınız…


NBA’in başlamasıyla beraber güneş görmeden yaşamaya başladım. Ayrıca yakın bir zamanda taşındım, yaklaşık iki hafta internet bağlantısı olmadan yaşadım, şafak yazıları girdi araya, vs. vs. Bu yazı bu yüzden bu kadar gecikti. Bundan sonrasıyla ilgili de herhangi bir söz vermiyorum; ama devam edecektir QB yazıları, diye umut ediyorum.

  1. http://www.grantland.com/blog/the-triangle/post/_/id/82486/the-beautiful-mind-of-andrew-luck []
  2. NBA maçlarında, “Referees Suck” tezahüratını Türkçe’ye çevirmeye çalışan Kaan Kural geliyor akıllara. Çevirisi aslında oldukça basit ve Türkiye’deki her futbol stadında sıkça duyulan bir tezahürat. Ama bunu ulusal yayında söylememek lazım, tabii ki. Genel olarak hiçbir zaman söylememek lazım aslında, hoş bir şey değil. Değişik kişilikli NFL oyuncuları demişken, şu yazıya da bakın bari. Konuyla alakalı bir kısmı da mevcut. []
  3. Draft’te Luck’ı alabilmek için, takımlarını maç kaybetmeye telkin eden taraftarlardan bahsediyorum. []
  4. 75 kere “hit” aldı Luck, bu alanda Colts’tan da kötü takımlar mevcut: Browns ve Bills. Fakat bu takımların ikisi de üçer tane farklı QB kullandı sezon boyunca. 10 maçta 75 hit’ten, maç başına 7.5, koşu oyunlarında da genelde darbe almadan kendini yere bıraksa da maç başına 2.5 darbe ekledim oradan. Hesabı çok kabalaştıran kısım da orası zaten. []