Lakers her felaketin, her ölümcül darbenin altından en parlak zaferlerle kalkan bir camia. Her takımın belli bir başarı grafiğiyle lig tarihine yayıldığı malum. 7 sene playoff dışında kalmak veya 7 sene şampiyon adayı olabilmek neredeyse imkansız. Fakat Lakers… Doğal sebeplerle, müspet ilimlerle açıklayamayacağımız bir fenomenle karşı karşıyayız.
Elbette ki sıcak iklim, büyük şehir, Staples Center”ın her köşesinden fışkıran Holywood şöhretleri ve iyi yöneticiler gibi pek çok faktörü unutmuş değilim. Ancak Magic-era bittikten birkaç sene sonra hem Shaq, hem de Kobe”yi takıma katabilmek, insanoğlunun mantık sınırlarını aşıyor. Örnekleri çoğaltmak mümkün.
10- Dwight Howard Steve Nash
2012 Lakers: Vahşi OKC kısalarına, Heat süperstarlarına karşı ayakta duramayan, yorulmuş, atletizmini kaybetmiş bir takım. Kobe”nin saltanatı sönmek üzere. Kadroda istikrarlı 3″lükçü bile yok… Peki ne oluyor? Ligin en dominant 5 numarası durup dururken Lakers”ın kucağına düşüyor elbette. En cüretkar hücumların hükümdarı Steve Nash de takıma katılıyor üstelik.
Hâlâ zihinleri kurcalayan pek çok soru var; Kobe topu Nash”e teslim edebilecek mi, Dwight”ın kaprisleri takım içinde anlaşmazlık yaratabilir mi, bench oyuncuları yeterli mi?.. Ama Kobe”nin sezona muhteşem bir hücum performansıyla başladığını, Dwight”ın yüzüğe muhtaç olduğunu, Nash ve Gasol’un asla sorun çıkarmadığını biliyoruz. Neresinden bakarsak bakalım, lige en güçlü ilk 5″le girip şampiyonluğun favorilerinden biri haline geldiler. 2012 yaz aylarında yapılan bu takasların tarihî değerini birkaç sene içinde daha isabetli değerlendirme şansımız olacak.
9- Bob McAdoo – Lakers Kariyeri (1981/82–1984/85): P”yle 12 sayı, 2.5 ribaunt, 1.5 blok
3 kere sayı kralı, bir kere MVP, 5 kere all-star… İnsan Bob McAdoo demeden önce ceketini ilikleyip destur çekmeli. İstediği an basket atabilen, çağdaşlarının aksine orta mesafe şutlarla da rakipleri alt edebilen bir uzundan bahsediyoruz.1 Mesela 1974/75 sezonunda Q”le 34,5 sayı ve 14 ribaunt ortalamaları tutturmuş, playoff”lardaysa sayı istatistiğini 37,5″a çıkarmıştı. Fakat yalnızca 5 sene sonra manzara tamamen değişmişti. Hem kariyerinin zirvesinde playoff başarıları elde edememesi, hem de yaşadığı ağır sakatlıklar, McAdoo hakkında soru işaretleri yaratmıştı. Artık efsanevî istatistikleri değil, Pistons ve Nets ile yaşadığı korkunç sezonlar konuşuluyordu. Basketbol kariyeri hüsranla sonuçlanacaktı belki de.
Geçmişte muhteşem bireysel başarılar elde etmiş pek çok oyuncunun, kariyerlerinin sonbaharında problem yaratmaktan öteye geçemediğini biliyoruz. Hele ki bencilce basket atmaya odaklanmış süper skorerler söz konusu olduğunda. Fakat bench”i güçlendirecek uzun arayan Lakers, sönmeye yüz tutmuş süperyıldızların taşıdığı bu büyük riski göze alıp Bob McAdoo”yla anlaştı.
McAdoo, Kareem ve Magic gibi devasa egolarla rekabet etmek yerine The Change2 sonrası kendini bir basketbolcu olarak yeniden tanımlamayı başardı Lakers ve tarihinin gelmiş geçmiş en büyük bench oyuncularından birine dönüştü. İlk şampiyonluğunu mükemmel bir playoff performansıyla taçlandıran (25 dakikada U”le 16,5 sayı ve 7 ribaunt) McAdoo, 4 sezonluk LA macerasında sürekli finallere yükselecek ve 2 yüzük kazanacaktı.
8- Robert Horry – Lakers Kariyeri (1996/97–2002/03): 6.5 sayı, 5.5 ribaunt, 1 blok
Trivia: Lig tarihinde en çok şampiyonluk kazanmış non-Celtic oyuncu kim?
Metanetle sükunetin, özgüvenle konsantrasyonun birbirine karıştığı, çember ve basket topu hariç her şeyin eriyip yok olduğu anlarda bazı basketbolcular, tüm varlıklarını yalnızca ama yalnızca atmakta oldukları şut ile sınırlayıp, kozmosla hepimizin bildiğinden daha farklı bir bağ kurmayı başarırlar. Tıpkı Robert Horry gibi; 95 Finalleri, 2002 Konferans Finalleri, 2005 Finalleri… Fakat Big Shot Rob’u yalnızca clutch şutlara mahkum etmek mümkün değil. Savunmada dengeyi asla kaybetmemek, hücumda spacing’e derinlik katmak, hatta galibiyet uğruna çirkinleşebilmek… Tüm bunlar sıradan bir basketbolcuyu, şampiyon kadroların unutulmaz bench oyuncusuna dönüştürebiliyor. Çünkü irade ve kimya, yalnızca taraftarlara hitap eden atletik smaçlar ve anlamsız blokları her daim mağlup eder. Yani? Yani Amar’e Stoudemire’a 100 milyon dolar vereceğime Robert Horry ile anlaşır, kalan 80 milyonu da mahalleli çocuklara dağıtırdım.
7- Byron Scott – Lakers Kariyeri (1983/84–1992/93, 1996/97): I”la 15 sayı, 3 ribaunt, 3 asist, 1.5 top çalma
Lakers”ın 77 draft”ında seçtiği Norm Nixon, kısa sürede ligin önemli oyun kurucuları arasına girmiş ama yalnızca iki sene sonra kadroya yeni bir point-guard katılmıştı: Magic Johnson. Aynı mevkiye talip iki oyuncu ister istemez gerginlik yaratıyor, bitmek bilmeyen tartışmaların konusu oluyordu.3 1983 Finalleri”nde Sixers Lakers”ı süpürünce yönetim Nixon dramasına son verme kararı aldı. Norm the Storm”u çaylak Byron Scott”la takas ettiler.
Byron Scott, topa sahip olmayınca morali bozulan Nixon”ın aksine Lakers için mükemmel bir kanat oyuncusu oldu. Tüm sahayı Magic”le beraber koşan, çembere gidebileceği gibi 3″lük çizgisinin gerisinden de sürekli isabet kaydeden Scott, Magic”in lige dikte ettirdiği üslubun unutulmaz bir parçasıydı.
6- Gail Goodrich – Lakers Kariyeri (1965/66–1967/68, 1970/71–1975/76): 19 sayı, 4.5 asist, 3 ribaunt
60″lar Lakers için karanlık çağ. Defalarca Finaller”e çıkıp Celtics”e tosladılar… ve daha sonra yine Finaller”e çıkıp Celtics”e tosladılar. Jerry West o günleri anlatmakta bile zorlanıyor: “Bir süre sonra midem bulanmaya başlamıştı. Hatta kendimi hâlâ Were thrilled that the Corporation for National and Community Service has recognized the value that AmeriCorps Teaching Fellows offer to students, fun school games , and communities. kötü hissediyorum. Sanırım Celtics”e kaybettiğimiz seriler hayatım boyunca iyileştiremeyeceğim bir yara açtı bende.” Çıktıkları son 8 finali kaybettikten sonra, efsanevî 1972 kadrosu4 kupaya ulaştı.
Wilt ve Jerry West gibi mega yıldızlara rağmen 1972″de takımın en skorer ismi hem normal sezonda (26 sayı), hem de playoff”larda (24 sayı) Goodrich olmuştu. Kariyerine Lakers”ta başlayan Goodrich, 3 senelik ayrılığın ardından Mel Counts karşılığında tekrar kulübüne dönmüş ve yalnızca bir sene sonra Dünya basketbolundaki en üst mertebeye erişmişti.
İşin garibi, bu tıknaz cücenin Lakers camiasına en büyük katkısı varlığı değil, yokluğu olacaktı.
5- Draft pick”leri
Takaslarla elde edilen draft pick”leri göle maya çalmaktan farksız. Draft hakkını aldığınız takım, ligi umduğunuzdan çok daha iyi bir dereceyle bitirebilir. Üstelik lotaryaya girseniz bile genç yeteneklerin göstereceği gelişimi tahmin etmek pek mümkün değil. Birinci sıradan seçilen yıldız adayı Kwame Brown”a evrilebileceği gibi, kendisine ancak ikinci turda talip bulabilen oyuncu emsalsiz bir mücevhere de dönüşebilir (Dennis Rodman, Dennis Johnson, Gilbert Arenas…). NBA iklimini tamamen değiştiren ama yapıldığında belirsizliklerle dolu olan bu takasları tek maddede ele almaya karar verdim.
-Gail Goodrich”e karşılık 1979 draft haklarından vazgeçen Jazz, ligin dibine demir atınca ilk sıra seçimi için Lakers”a P şans vermiş oldu. (O zamanlar her iki konferanstaki en kötü takım ilk sıra için yazı-tura atıyordu.) Lakers, elbette ki yazı-turayı kaybetmeyecek ve Batı Yakası”nda Magic devri başlayacaktı.
-Takasla elde edilen bir draft hakkının böylesine değerli hale gelmesi kaç senede bir yaşanır acaba? 25? 40? Lakers”tan bahsettiğimiz için yalnızca 3 sene sonrasına gidiyoruz. 1980″de Don Ford”u Cavs’e gönderen Los Angeles ekibi, 1982 için birinci tur draft hakkı elde etmişti5 Cavs ligi son sırada bitirince Magic ve Kareem, 80’leri kasıp kavuran muhteşem trionun üçüncü ayağına kavuşacaktı: James Worthy.
4- Pau Gasol – Lakers Kariyeri (2007/08–…): 18.5 sayı, 10 ribaunt, 3.5 asist, 1.5 blok
Kobe”nin ligi domine ettiği ama Kwame Brown ve Smush Parker”lı takımla playoff hüsranları yaşamaya mahkum olduğu dönemler. Eğer yönetim iyi bir uzunla anlaşamazsa takasını isteyecek. Lakers için iki seçenek var: Garnett ve Gasol. Celtics Garnett”i kapınca ibre Memphis”e dönüyor. Kwame Brown, Javaris Crittenton ve genç Marc Gasol”un draft hakları karşılığında Pau”yu alıyorlar. Sonuç: 2,5 senede 3 NBA Finali.
Günümüzden bakınca belki de hayal edilebilecek en verimli takas senaryosunun gerçekleştiğini görüyoruz. Lakers”ın aradığı tüm özellikler Gasol”de vücut bulmuştu; şehri hareketlendirecek bir isim, üçgen hücumu mükemmel icra edebilecek bir uzun ve Kobe”nin egosuna tahammül edebilecek yegane yıldız.
3- Kobe Bryant – Lakers Kariyeri (1996/97–…): 25.5 sayı, 5.5 ribaunt, 4.5 asist, 1.5 top çalma
Belki de Lakers tarihinin en önemli takası bu. Fakat herkesin aklına gelebilecek bazı kriterler sebebiyle (Oyuncuların takas esnasındaki CV”leri, gelir gelmez verebilecekleri katkı, Divac gibi önemli bir uzunu feda etmek…) ilk sıraya koymuyorum. Draft”ten gelen genç yeteneklerin nasıl bir basketbolcuya dönüşeceklerini kestirebilmek pek mümkün olmadığı için Kobe NBA cemaatinin kafasında soru işaretleri yaratıyordu. Tabii dönemin Lakers GM”i Jerry West hariç. Shaq, kitabında (My Story Uncut) Kobe”nin ismini ilk kez duyduğu günü şöyle anlatıyor: Jerry West sözleşme imzalamak için yanıma gelmişti. Ertesi gün basın toplantısı düzenleyip Los Angeles’a gideceğimi açıklayacaktık. Hem gergin, hem heyecanlı görünüyordu. Titriyordu hatta. Durmaksızın gelecekte kazanacağımız başarılardan bahsediyordu: “Çok fazla şampiyonluk kazanacağız. Kadromuzda sen varsın. Üstelik 18 yaşında bir çocuk buldum. Onu görene dek bekle. Bir gün dünyadaki en iyi basketbolcu olacak.”
Yeteneği keşfedebilmek yönetimin başarısıydı. Fakat Kobe”yi T-Mac ve Vinsanity”den ayıran patolojik kazanma hırsı kainatın Lakers”a bahşettiği yeni bir hediyeydi. Shaq, hayatı boyuncu gördüğü en çalışkan basketbolcu olarak hâlâ Kobe’yi gösteriyor. Şimdiden gelmiş geçmiş en büyük basketbolcular arasına giren bu adamın kaç şampiyonluk daha yaşayacağı meçhul ama bildiğimiz bir şey var: birkaç sene sonra Staples Center”ın önüne heykeli dikilecek; Magic, West, Kareem, efsanevî spiker Chick Hearn, Wayne “The Great One” Gretzky ve Oscar de la Hoya ile beraber ebediyen Los Angeles halkını selamlayacak.
2- Wilt Chamberlain – Lakers Kariyeri (1968/69–1972/73): 18 sayı, 19 ribaunt, 4.5 asist
Lakers”ın Los Angeles”taki kaderini tayin eden 2 oyuncu var: Jerry West ve Elgin Baylor. Camia Minneapolis”ten bir baseball şehrine, Los Angeles”a taşındığında bilet satmakta zorlanıyor, hatta oyuncuları Beverly Hills”e gönderip seyirci dileniyordu: “Merhaba, ben Lakers”ta oynuyorum. Bu akşam maçımız var. Gelirseniz çok mutlu oluruz.” Fakat senelerce Baylor ve West gibi süper yıldızlarla parkelere çıktıkları için Lakers’ın şehirle özdeşleşmesi gecikmedi. Yine de hâlâ şampiyonluğa ulaşamamışlardı. Wilt”in peşine düştüler.
Hem sinema sektörüne atılmak, hem de özgürce yaşamak isteyen Wilt, California”ya gitmeye can atıyordu. Eski takım arkadaşlarından Nate Thurmond, Chamberlain”in saha dışındaki arzularından tebessümle bahsediyor: “Batı Yakası Wilt”in hayat tarzına daha uygundu; daha hızlı, daha liberal. Ayrıca Wilt”in beyaz kızlara düşkün olduğu malum. Böylesi ilişkiler L.A.”de kabul görüyor.”6
1968″in son aylarında Jerry Chambers ve Archie Clark karşılığında Wilt”e kavuşan Lakers, 1972 senesinde şampiyon oldu. Lakers”ta kariyerinin ikinci yüzüğüne ulaşan Wilt, sezon boyunca maç başı 9 şut kullanmıştı. 1961/62 sezonundaki 40 şutluk istatistiğini hatırlayınca hem olgunlaştığını, hem de yaşlandığını fark etmemek imkansız. Vücudu artık ağır maç temposunu kaldıramıyor, sahayı koşmakta bile zorlanıyordu.7 Son senesinde 13 sayı ortalamayla oynayıp emekliye ayrıldı. Forması tavana asılmış, Los Angeles macerasını takımın bir efsanesi olarak tamamlamıştı; tıpkı oynadığı diğer 3 takımda olduğu gibi.
1- Kareem Abdul-Jabbar – Lakers Kariyeri (1966/67 – 1988/89): 22 sayı, 9.5 ribaunt, 3.5 asist, 2.5 blok)
1972″de Elgin Baylor, 1973″te Wilt Chamberlain ve 1974″te Jerry West emekliye ayrılmış, akabinde Lakers çöküşe geçmişti. Hatta üst üste iki sezon playoff””lara kalamadılar.8 En nihayet, 1976/77 sezonunda takımdaki vasat üstü isimleri bir paket halinde (Brian Winters, Junior Bridgeman ve Dave Meyers gibi genç oyuncular ve Elmore Smith) Bucks”a yollayıp lig tarihinin en uzun soluklu süperstarını kadroya kattılar. Kareem Lakers”ta geçirdiği hiçbir normal sezonda 28 sayı ortalaması tutturamayacak ama takımı her daim şampiyonluk adayı haline getirecekti. Mesela 1977 playoff”larında all-star performansı sergileyen hiçbir takım arkadaşı olmamasına rağmen a”le 34,5 sayı ve 17,5 ribauntla oynamış ve takımı konferans finallerine taşımıştı. Kadro güçlendikçe 5 yüzük daha kazanan Kareem, 80″ler boyunca Magic”in yarım adım gerisinde basketbolu domine etmeye devam etti.9
Wilt basketbolu bıraktıktan 4 sene sonra Lakers”a katılan Kareem, emekliliğin ardından kısa bir süre Shaquille O”Neal”ı çalıştırdı. Önümüzdeki aylardaysa Dwight Howard”a ders verecek. Derinliklerinde muazzam yıldızların parlayıp söndüğü Lakers tarihini anlatabilmek için bu eşsiz gelenekten bahsetmek bile yeterli.
8 şubat 2012 - 19 aralık 2022, yazıhane