Skip to content

Dijital Dekalog

Bazen bir fotoğraf çok şey ifade eder, bazen de hiçbir şey ifade etmez. Kimi zaman da bu iki uç arasında kalırız.

1. Karşımda başka ilahların olmayacak.

Dünya Kupalarının uluslararası siyaset sahnesinden her daim nasıl da doğrudan etkilendiğini tek tek örneklemeye lüzum olmadığını düşünüyorum. Benzer şekilde, biz futbolseverlerin gönlünde yatan şampiyonluk adayları da çoğu zaman kimi politik filtrelerimizden geçerek süzülüyor. Cezayir’in attığı her gole seviniyorsak, Arjantin her dört senede bir kupa kaldırsın istiyorsak, sebebi var. Ortadoğu ve Balkanlar’ın hamaset devi Türkiye’nin sonu gelmez kahramanlık destanlarından bunalıyorsak, e onun da sebebi var.

Dünya Kupası sona erdi ve düştüğümüz boşluk neticesinde bazılarımız kendini –belki yine bir maç başlar mı umuduyla- TRT’nin birbirinden şahane Osmanlı yapımlarına, bazılarımızsa İstanbul’un suyunu bitirip hükümeti zor duruma düşürmeye verdi. Dünya Kupası bitti diye üzülenlere iyi bir haberimiz var: #CounterIntelligenceWorldCup tüm hızıyla sürüyor!

2. Kendin için oyma put, yukarıda göklerde olanın, yahut aşağıda yerde olanın, yahut yerin altında sularda olanın hiç suretini yapmayacaksın, onlara eğilmeyeceksin ve onlara ibadet etmeyeceksin.

Henüz Dünya Kupası devam ederken, WikiLeaks Twitter hesabı yukarıda verilen bu harikulade hashtag (Karşı İstihbarat Dünya Kupası) ile işin içine futbolu da katarak Almanya-ABD arasındaki casusluk iddialarına ara pası atmıştı. Tüm dış politikasını İstanbul’un üçüncü havalimanına sahip olmaması üzerine kuran Angela Merkel ve şürekası, İkinci Dünya Savaşı yıllarının ardından ilk kez böylesine büyük bir istihbarat skandalıyla yüzleşiyor, ABD ve tabii ki NSA için köstebeklik yapan BND ajanının yol açmış olabileceği felaketlere kafa patlatıyordu. Köstebeğin, 200’ün üzerinde belgeyi ABD’ye satmasının acısı dinmeden, bu kez de on iki üst düzey Alman bürokratın CIA için çalıştığı iddiası geldi –hem de Almanya’nın “dünya şampiyonu” olduğu gün!

Öyle bir dünya hayal ediyorum ki, WikiLeaks editörü Julian Assange, her şeyin sonunda şu şu istihbarat örgütü için köstebeklik yapıyor çıkmasın. Çirkef düzenin ortasında bazı umut ışıklarının donuk donuk da olsa göz kırpmasına her zaman ihtiyaç duyacağız –anaakım yönlendirmelere inat. Edward Snowden, Bradley Manning ve Julian Assange gibilerinin esaretlerinin, olası her yol denenerek susturulmaya çalışılagelmelerinin nedenleri hakkında elbette hepimizin fikirleri var.1

3. Yehova’nın, Rabbin ismini boş yere ağıza almayacaksın.

Bradley Manning dedik ama kendisini tanıyoruz, değil mi? WikiLeaks’e bilgi sızdırdığı iddiasıyla 2010 yılında Irak’ta tutuklanan ABD askeri Manning, geçtiğimiz Ağustos’ta “35 sene” hapis cezasına çarptırıldı. Home Video ve NiveHive gibi muhalif müzik oluşumları içinde yer alan Collin Ruffino, ta 2011’de verdiği bir röportajda2 şöyle diyordu:

Bu korkunç bir hikâye. Manning neredeyse 9 aydır hücre hapsinde tutuluyor ve henüz suçlu bulunmadı. Hücre hapsinin, bir işkence biçimi olduğu ve sürdürülen bu izolasyonun insanları cinnete sürüklediği konusunda kanıtlar var. Hapishanenin medikal görevlileri onun tümüyle aklını kaybetmemesi için antidepresanlar vermek durumundalar. Bunların hepsi büyük ihtimalle bir düşünce suçu işlendiği için; şiddet içermeyen bir suç.

Amerika’nın sırf yola getirmek için Manning’i bu işkenceye maruz bıraktığını açıkça görebiliyorum, böylece onların istediği şeyleri söyleyecek ve bunu Assange’ın işini bitirmek için kullanabilecekler. Manning esasında bir politik mahkûm. Eğer bir üçüncü dünya ülkesinde, bir diktatörlükte tutuluyor olsaydı, Amerika medyası öfke saçıyor olurdu. Fakat bu haliyle ona vatan haini deniliyor.”

Ruffino’ya iyi haber(!) de yine Manning’in ceza hükmünde saklıydı: Kendisine yapılan kötü muamele nedeniyle cezasından tam 112 gün düşülecekti! Manning özelinde ve kötü yola sapma genelinde, “şeytan müsveddelerine” verilmiş bu ağır cezanın ağızlara kilit vurabileceği sanılıyor. Yanlış.

4. Sebt gününü takdis etmek için onu hatırında tutacaksın. Altı gün işleyeceksin ve bütün işini yapacaksın, fakat yedinci gün efendin Rabbe Sebttir. Sen ve oğlun ve kızın, kölen ve cariyen ve hayvanların ve kapılarında olan garibin hiçbir iş yapmayacaksınız. Çünkü Rab gökleri, yeri ve denizi ve onlarda olan bütün şeyleri altı günde yarattı.

Gelelim biraz daha güncel haberlere… İnternet aktivisti Julian Assange, Londra’daki Ekvador Büyükelçiliği’nde iki seneyi Haziran ayında aşan mecburi ikametinde muhtemelen pek de boş durmuyor ve “çalışmaya” devam ediyor. WikiLeaks Twitter hesabının 12 Temmuz’da, “#CounterIntelligenceWorldCup için çalışıyorlar” diyerek duyurduğu habere göre; Assange, çok tanıdık bir misafir ağırladı ve bu kez bu çok tanıdık misafiriyle “çalıştı”: Eric Cantona.3

Şaşırdınız mı? Sanmıyorum.

cantona-assange

5. Babana ve anana hürmet edeceksin.

Eric Cantona’ya futbol içi ya da dışı herhangi bir sebeple hayran olabilirsiniz –bu konuda bir kısıt yok. Peki ya, attığı adım tartışmalı olan, kendisinden her şey beklenebilecek bu Fransız, birkaç gün önce Ekvador Büyükelçiliği’nde Julian Assange ile neden bir araya gelmiş olabilir ki?4

Bu sorunun cevabını size –en azından şimdilik- veremeyeceğim. Elimizdeki tek ipucu, “Karşı İstihbarat Dünya Kupası için çalışıyor olmaları”. 48 yaşındaki Cantona’yı koşu bandının tepesine diken  acımasız fitness eğitmeni kılıklı Julian Assange’ın başını çektiği WikiLeaks, bu buluşma için sadece şunları söylüyor: ‘Zamanı gelince’ açıklanacak bir gelecek işbirliğini konuştular.

Bu kararınıza saygı duyuyor, detayları sabırsızlıkla bekliyoruz.

6. Öldürmeyeceksin.

Dünya Kupası’na dönersek… Kupalarda en büyük ilgiyi her zaman için ortak bir hikayesi olan ülkelerin maçları çekmiştir. Bu ortak hikaye, bazen sportif olabileceği gibi, kimi zaman da salt politiktir. “Ezeli rakiplerin” bu mücadeleleri her zaman merakla beklenmiş, sonunda da “güçsüz” olanın güçlü olanı, hiç olmazsa yeşil sahada yenmesi arzulanmıştır.

Taze biten Brezilya 2014’ün katillerinden biri, kesinlikle ve kesinlikle Cristiano Ronaldo’dur. Neden diyeceksiniz: Tabii ki, iki maçta tam dört gol atarak İbrahimovic’i ve İsveç’ini saf dışı bırakıp Dünya Kupası’nda olası bir Ekvador-İsveç eşleşmesini tek başına engellediği için!

Dekalog’un ilgili bölümünden ödünç alalım: “Ben, mahkemede hiç kimsenin ne dediğini bile işitmedim. Ta ki siz benim ismimi söyleyinceye kadar. O zamana dek sizin gibi büyük adamlardan bana ismimle seslenen hiç kimse olmamıştı.” Öldürmeyeceksin, “Cristiano”.

7. Zina etmeyeceksin.

Allah, insanoğlunun ezeli ve de ebedi evrensel ahlak arayışına zeval vermesin: Guantanamo’daki esirlere sergilenen ABD nezaketini, Kenya’daki yargısız infazları, Afganistan ve Irak’taki sivil ölümlerini çarşaf çarşaf ifşa eden Assange için hayat elbette ki Kaş’ta Jack-nar şerbetinde  akıp gitmeyecekti!

Paragraf başlıklarımızla arasında bir “dilemma” ortaklığı olan Assange, tam da her saniyesinde yeni bir savaş suçuna, yeni bir katliama, yeni diplomatik skandallara tanıklık eden dünyanın akışını hafifçe değiştirebilecek ağırlıktaki bu ifşaat sürerken, “cinsel taciz/tecavüz” iddiasıyla bir yakalama kararının nesnesi oluverdi. İşte yukarıda belirttiğim yeni Ekvador-İsveç politik rekabeti tam da bu noktada ortaya çıkıyor: Yakalama emrini çıkaran İsveç’te bir paralel savcı; Marianne Ny! 2010’da Londra’da tutuklanan, kefaletle serbest bırakılan Assange, 2012’de ise Ekvador’dan sığınma hakkını ve sonrasında İran’la da ortak parantezlerde buluşacak Devlet Başkanı Rafael Correa’dan desteğini şöyle alıyordu: “İngiltere insan haklarını çiğniyor. Assange’ın büyükelçiliğimizde 30 yıl kalması gerekirse 30 yıl kalacak!

Kieslowski’nin Dekalog’unun en çarpıcı bölümlerinden “Aşk Üzerine Kısa Bir Film”de ise, kadın karakter, kendinden küçük erkek karaktere, “Benden ne istiyorsun?” diye sorunca, “Hiç, sadece öyle uzaktan görebilmek, o kadar” gibi bir cevap alır. Julian ile böyle felsefi bir ilişki kuranların sayısı oldukça fazla olsa gerek.

Delgado

8. Çalmayacaksın.

Tecavüz iddiasının CIA kara çalması olduğunu iddia eden Assange’ın WikiLeaks’inin sinemaya uyarlanacağı başından beri tahmin ediliyordu. “The Fifth Estate” adlı Bill Condon filmiyle açılışı geçen sene yapmıştık –hayırlara vesile olsundu.

Gelgelelim, Julian filmde kendisini canlandıran Benedict Cumberbatch’a bir mektup yazacak, “Kendisiyle bir gün tanışmayı çok istediğini, bu filmle birlikte insanların algısında ikisi arasında sonsuza kadar gidecek bir bağ kurulacağını, kendisinin iyi bir insan olduğuna düşünmekle beraber filmin iyi bir film olduğuna inanmadığını, WikiLeaks karşıtı kötü niyetli bir yazarın kitabı esas alındığı için ciddi şüpheleri olduğunu” çok kibar bir dille anlatacaktı. Sonuç? Dreamworks yapımı film geçtiğimiz sene vizyona girdi!

Ağzımızdaki baklayı çıkaralım: Futbolu bıraktıktan sonra aktörlüğe, tiyatro yönetmenliğine soyunan Eric Cantona’nın esrarengiz Assange ziyareti, akla ilk olarak bir film projesini getiriyor. Ünlü yönetmen Costa-Gavras’ın, ünlü yönetmen olma yolundaki oğlu Romain Gavras’ın attığı tivit ve Cantona-Assange ikilisinin koşu bandı/fitness fotoğraflarından yaptığı mini klip de bazı okları büyükçe, beyaz bir perde üzerine çeviriyor.5

9. Komşuna karşı yalan şahitlik yapmayacaksın.

Assange hakkında gelen çok taze bir haber de Assange’ın 16 Temmuz’da İsveç’te görülen duruşmasıyla ilgili. İsveç’in, bulduğu ilk fırsatta Assange’ı ABD’ye teslim edeceği gün gibi ortadayken, mahkemenin tutukluluk kararının kaldırılmasını reddetmesi kadar doğal bir sonuç çıkamazdı.6 Duruşmayı izleyen WikiLeaks sözcülerinin, üst düzey ABD yetkililerinden aleni ölüm tehditleri aldıklarını açıklamaları,  konunun, cinsel tacizin ötesinde olduğu tezini kuvvetlendiriyor. Tutukluluk kararı kaldırılırsa, yeni kankası Fransız Cantona’nın Dünya Kupası grubunda yer alan Ekvador’a sığınacak olan Assange’ın WikiLeaks’i halen yönettiği de yine WikiLeaks yetkilileri tarafından doğrulanıyor.

Şikayetten iki yıl öncesinde gerçekleştiği, kimlikleri bilinmeyen “iki kadın” tarafından öne sürülen tecavüz olayı çok sonraları gündeme geldiğinde, Assange, CNN’de bu iddiayı kendisine soran Atika Shubert’e şöyle cevap veriyordu: ”Çok komik bir soru Atika, eğer amacın ismimi, çalışmalarımızı ve Irak’ta 104.000 insanın ABD askerlerince öldürülmesini deşifre etmemizi kirletmek ise, stüdyoyu terkedeceğim. Adımı kirletmekle ABD’nin yaptıklarını unutturamazsınız. Şimdi sorumu size yöneltmeyi yerinde buluyorum. Basını kim yönetiyor? Son otuz yıldır, kimdir dünyadaki basının sahibi? Ve basının özgür olduğuna inanıyor musunuz?

assange2

10. Komşunun evine tamah etmeyeceksin, komşunun karısına, yahut kölesine, yahut cariyesine, yahut öküzüne, yahut eşeğine, yahut komşunun hiçbir şeyine tamah etmeyeceksin.

Eric Cantona’ya Looking For Eric filminde başrolü veren Ken Loach ile bitirelim. Peter Mullan, Ken Loach için, “O’nun yanında içinizi eşsiz bir güven duygusu kaplıyor, başınıza asla kötü bir şey gelmezmiş gibi hissediyorsunuz” gibisinden bir şey demişti ya, bu güven duygusu Eric Cantona’da da vücut buluyor –en azından bence.

Bazen bir fotoğraf çok şey ifade eder, bazen de hiçbir şey ifade etmez. Kimi zaman da bu ikisi arasında kalırız. #CounterIntelligenceWorldCup hashtag’i altında Cantona ile görüntülenen Assange’ı sevin ya da sevmeyin, yaptıklarına cesaret edebilmek burdan bizim köye kadar bir yürek istiyor. Tam da Cantona’nın o meşhur basın toplantısında dediği, “Martılar, kendilerine sardalya atılacağını zannettikleri için balıkçı teknelerini takip ederler” sözünü doğrularcasına Assange’a “ilgi duyan” çok ünlü gördük ama kendisini bu gruba koyduğumuzu duyarsa Cantona biraz sinirlenir –ona göre.

Dünyada şu an –ve geçmişte- olan biten her fena şeyin müsebbibi olduğunu düşündüğümüz, adlarını şimdi anmak istemediğim baronları(!) karşısında bulan bir adam ve ekseriyetle suya sabuna dokunmayan, herhangi bir şeye siyaset karıştırmamaları yönünde beyinleri yıkanmış, belli toplumsal tepkileri oyunlarına çoğunlukla sembolik olarak ve ancak “moda” haline geldiklerinde yansıtan bir camiadan gelmesine rağmen kendi doğrularıyla yaşayan başka bir adamın koşu bandı atışması hiç ilginizi çekmeyebilir- anlarım.

Benim ilgimi çeken, daha önce de romantik anlatım tarzlarıyla bolca dillendirdiğim üzere; her şeye sahip olmak isteyenlerin keyfinin birkaç zamanlığına da olsa esaslı şekilde kaçması, oyuncaklarının kısa bir süreliğine de olsa ellerinden alındığında o çok kutsal saydıkları doğrularından kimilerini çaresizlikle hatırlama ihtimalleri. En dolaylı olasılık bile günümü şenlendirmeye yetiyor.7

  1. İnsanlarla iletişim kurarken, dediklerini genellikle doğru kabul edersiniz. “Aldatılıyor” olma ihtimalinizin vebalini ise kendinize değil, karşınızdakine yüklersiniz. Benimki de o hesap. []
  2. http://betaarti.com/2011/03/roportaj-nivehive/ []
  3. http://twitter.com/wikileaks/statuses/487719007186079744 []
  4. http://www.theguardian.com/media/shortcuts/2014/jul/15/julian-assange-eric-cantona-working-out-together []
  5. http://twitter.com/ROMAIN_GAVRAS/status/487929566032588800 []
  6. Bunun bir komplo olduğu fikrine daha yakın olma nedenim, “kadınlar kuyruk sallamasa!” tiksinçliği değil, umumi şüpheci tavrım ve Assange’ın yazdığı olağanüstü hikayenin eriştiği yüksek makamlardır. []
  7. Yazının başlığı ve kurgusu, töhmet altında bırakma amaçlı değil, hamurunda “ahlak” kırıntısı olan her dinden, her ırktan herkes için aynı doğruları, bugünün yanlışlarına rehberlik ettirmek adınadır. “Yahudileri neden töhmet altında bırakıyorsun arkadaş!” gibi bir çıkışın sahibinin kalbini incelikle kırarım. []