Skip to content

Euroleague Top 16 6. Hafta, Tecrübe Açılımları

“Tecrübe, hayatta yaptığınız bütün hataların toplamıdır.”

Bogdan Tanjevic

Tecrübesi ile fark yaratanlar kazandı, kendilerine belki acı ama gerekli bir deneyim elde edenler ise şimdilik kaybetti. Komplike olamayacak kadar basit. Yaşlı kıtada zirveye çıkmak için olmazsa olmaz kabul edilebilecek bir unsur olduğunu tekrar kanıtladı, tecrübe denen şey.

Evgeny Pashutin kaybetmesine rağmen playoff görmüş olmaktan mutlu olsa gerek, öte yandan eline tekrar çok büyük bir fırsat geçmesine rağmen kullanmaktan aciz durumdaki Fenerbahçe’ye ve Lale Devri’ni yaşayan Olimpia Milano’ya nasıl kaybettiğini düşünerek geçen haftalara yanabilir, ciddi bir Final-Four fırsatının bu hafta değil aslında kaybedilen o iki maçta kaçtığını kabullenerek yas da tutabilir.1 Panathinaikos için bu maç kritik bir anlam ifade etmeye başladığında kaybetti bu maçı belki de Kazan. Kazanıldığında ciddi bir vaat sunan bir maç varsa ortada, karşınıza almak isteyeceğiniz son adamdır Zeljko Obradovic.

 “Yarın PAO’nun Kazan’da kaybetme ihtimali yok. Obradovic onları hazırlayacaktır.”

Drew Nicholas

Yoncaların en iyi gününde olmadığı aşikardı. %39’luk ikilik yüzdesi ve maç boyunca iyi pozisyonlara rağmen kaçan pek çok şut bunun göstergesi. Buna karşın aslında iyi gününde olan bir Kazan var, üç sayı çizgisinin içinden %57’yle attılar ve sadece tek faul kaçırdılar. Tarafların yükselen burçlarına bakıp, yıldız haritalarını çıkarmayı denemedim ama bunların gösterdiği üzere astroloji Tatarlarla olsa gerekti o gün. Bu şartlara rağmen oradan galibiyeti çıkarmanın anahtarını maçtan önce savunma olarak vermişti Obradovic.2 Unics Kazan uygun şutları bulduğunda bunları sayıya çevirme konusunda sıkıntı yaşamadı ama o şutları bulmak onlar için pek kolay olmadı. 30 iki sayılık atış denemesine karşı, 21 üç sayılık atış denemesi ve sadece 9 serbest atışla, iç dış dengesini sağlayamadılar. Daha doğrusu Panathiniakos buna müsaade etmedi. Sisteminin kilit noktası kısaları olan rakibini sürekli dışarı püskürttü, bu yüzden de zor şutları dahi sokabilen bir gününde olan rakip kısaları çaresizlikle atılan üçlüklere yöneltti ve istediğini aldı. Maçın sonunda Domercant’e çalınan tartışmalı steps ve hücum faul ile Rigas Cafe’nin güvenliği de geçici olarak sağlanmış olması dışında,3 Diamantidis’ten istediğini alamadığı bir günde Kazan deplasmanından da başka türlü çıkmak mümkün olmazdı herhalde. Obradovic bile tatmin olmuş ki maç sonunda kendi kurduğu cümlelerin yarısını oluşturan “I believe” kalıbı ile başlayıp, iyi savunma yaptıklarını söylemiş. Kazan ise büyük fırsatı kaçırmış olabilir ama yine de gelecek haftalar Xavi Pascual için sandığı kadar kolay olmayabilir.

“Tecrübe markette satılan bir şey değil.”

Oktay Mahmuti

Pire’de beklendiği kadar sert bir ortam yoktu ama gerek de kalmadı açıkçası. Galatasaray sürekli maçın içinde gibi görünse de rakibine istediğini kabul ettirmekten çok uzaktı. Muhtemel bir psikolojik savaşa karşı sahada ziyadesiyle sakin bir Galatasaray vardı. Ama gerektiğinden fazla sakin, gerekli agresifliği sağlamaktan uzak kalacak kadar. Galatasaray ne kadar sert bir takım olursa olsun, mevcut isimler hep iyi polis olmaya eğilimli, saha içinden saha dışına kadar iyi karakterler. Böyle durumlarda bazen bir kötü polise ihtiyaç duyarsınız, o da Mahmuti’nin elinde mevcut değildi. Haluk Yıldırım yine klasını ortaya koyup güzel işler yapsa da ortalığı karıştıracak başka türde bir adam, bir deli lazımdı belki de onlara. Mahmuti takımlarının zayıf noktalarından birisi belki de bu, iyi karakterle harika bir uyum yakalamak, müthiş bir düzen basketbolu sizi ummadığınız kadar iyi yerlere getirebiliyor ama ondan sonrası için sizin yaratmadığınız kaotik bir yapıdan sizi çıkaracak şehrin arka sokaklarından biri de gerekebiliyor böyle karar anlarında.

İşlerin ne kadar Galatasaray’ın istemediği şekilde gittiğini göstermek için yenilen Acie Law turnikelerinin başı çektiği kolay sayılar, kötü pick&roll savunmaları yeterli. Bunlar Mahmuti takımlarının başarılı olarak fark yarattığı alanlar ancak bir Mahmuti takımına karşı tecrübe ne kadar etki ederse etsin bunu sağlayacak düzeni yaratan Ivkovic’in önünde de eğilmek gerek biraz. Yaş 70’e geliyor ve bazen ne yaptığını anlamak imkansız ama kurt hoca tanımının sözlükteki karşılığı resmen. İstikrarı bir türlü yakalayamamış dağınık takımlardan günlük çözümler üretme becerisi ortada, geçtiğimiz sezon Top 16’daki kritik Fenerbahçe ve Valencia, bu sezon Pire’deki CSKA ve Galatasaray maçları… Ama yine de en belirleyici şey belki de Olympiacos’un kulüp olarak sahip olduğu tecrübeydi, o genç çocuklar kadar ne yaptığından emin değildi Galatasaray’ın çoğu tecrübe sahibi oyuncusu.4

Yunan haftasının diğer galibi ise tecrübesi ile fark yaratan değil, tecrübesizliğinin kurbanı olmanın eşiğinden dönen Bilbao. Baskıyla baş etme konusunda yine sıkıntılıydılar ve kendine hayrı olmayan Unicaja’yı5 maçın sonunda öne geçiren intihar girişimini Raul Lopez engellemese playoff biletini Real Madrid’e hediye edeceklerdi.

Öte yandan Ivkovic’in talebesi Katsikaris’i6 geçen sezon sonunda ikna edemeyen Alberto Herreros kendini içkiye verebilir. Barça belasının bile bittiği kesinleşmemişken, Bilbao başladı onlar için. Siena’ya deplasmanda attıkları 102 sayıysa muhtemelen kendilerini kandırmaya devam etmeleri için güzel bir teşvik olacak. Bunu yapabiliyor olmaları bunu her maçta ve özellikle belirleyici maçlarda yapamıyor olmalarını gizlemiyor, zayıf bir planlama ve Messina’yı kaçıracak kadar huzursuz bir yapı eninde sonunda kendini imha ediyor.

Öne Çıkanlar

  • Kill Bill sadece bu hafta değil sezon genelinde de Euroleague’in performansı en yukarıdaki oyuncularından. Ve son iki sezonun tamamına bakınca, sadece Panathinaikos’tan gelişi üzerine kopan fırtınalar değil aynı zamanda oturmuş bir organizasyondan dağınık bir düzene geçişine rağmen hala bu performansı vermesi şaşırtıcı derecede etkileyici. Vassilis Spanoulis, Galatasaray’ı çaresiz bırakırken, haftanın gerçek MVP’siydi bu hafta. Sahada varlığının yarattığı fark, istatistiklerden çok daha etkileyici.
  • Yıllarca Cenk Akyol’un kaybolan ikiz kardeşi havasındaki Georgios Printezis, bu sezon oldukça faydalı oynuyor. Pek çok maçta Olympiacos’un kilit ismi olup, istikrarsız yapının içinde sivrilenlerden biri haline geldi. Galatasaray’ın ipini çeken ikinci adam oldu bu hafta da.
  • Önceki Atina macerasında bile Zeljko’yu 20 yıl yaşlandırmış bir adamın, daha da yaşlanmış halinin kenardaki yaşlı adamdaki sinir hastalıkları riskini her geçen gün arttırdığı ortada. Yine de o kadar özel ki Diamantidis’in kötü bir gününde gemiyi sağ salim limana yanaştırmayı bildi Jasikevicius.
  • Raul Lopez’in diz sakatlıklarına her geçen gün daha fazla üzülmemek elde değil. İspanya milli takımının bile aradığı saf oyun kurucu profili, birinci sınıf bir organizatör o. Aktörlük yeteneklerini sergilemekle henüz bu kadar meşgul olmayan İspanya’nın altın jenerasyonunun belki de en güzel basketbolunu oynadığı Türkiye’deki Avrupa Şampiyonası’nda o takımın dümenindeki adamın da genç Raul olması bile onun değerini anlatmak adına önemli bir gösterge. Katsikaris’le hayata dönen eski Real Madridli tayfası kervanına o da katılmış durumda artık. Siena karşısında olduğu gibi gene hayat kurtardı bu hafta. Son iki dakika içinde önce attığı üçlük, sonra sıkışan hücumda Banic’e yaptığı harika asist ve kaçırmadığı dört faul, baskı altında afallayan takımına elektro şok yaptı resmen.
  • Richard Hendrix parlamaya devam ediyor, Palau Blaugrana’daki 24-10’luk performansı göz ardı edilemeyecek kadar değerli. Blatt’ın onu seneye de takımda tutma ihtimali her geçen gün azalıyor.7
  • Haftanın MVP’si her maç başka bir yıldız çıkaran Cantu’dan Markoishvili. Micov ve Basile’nin yokluğunda 32 sayı, 35 verimlilik puanı ile Cantu’ya hak ettiği güzel vedayı getirdi.

Notlar

  • 2006-2007’deki Ivkovic’in Dinamo Moskova’sı dışında Euroleague’deki ilk sezonunda çeyrek finali gören yegane takımlar oldu Bilbao ve Kazan.
  • Adriyatik Ligi’nin başarısından sonra VTB’nin de benzer bir formata geçmeye yöneldiğine dair haberleri Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda, İngiltere ve Portekiz ortaklığında bir projenin izlediğine yönelik haberler çıkmıştı. İtalyanlar’ın da bu Atlantik projesine dahil olabileceği haberleri çıktı son olarak. Tüm bu özel liglere ek olarak Euroleague’in maçları gelecek yıl perşembe ve cuma oynatma kararı ile maç takvimleri içinden çıkılamaz bir yola doğru ilerliyor sanki.
  • Playofflarda serilerin net favorileri var gibi gözükse de hiçbiri favoriler için kolay olmayabilir, beklenenden daha keyifli serileri izlememiz muhtemel.
  1. Belki bir de Nathan Jawai tercihi de dahil olabilir buna. Tomas van den Spiegel: “Jawai’ye bakınca McDonald’s, KFC, Subway ve Taco Bell’in ta Kazan, Tataristan’a kadar ulaşmış görünüyor.” []
  2. “İlk maçtan farklı ne mi yapmamız gerekiyor? Daha iyi savunma… Savunma yapmamız lazım.” []
  3. Geçen sezon Panathinaikos ile Barcelona arasında oynanan çeyrek final serisinde ilk maçın ardından Costas Rigas’ın oğluna ait kafede yangın çıkmıştı. []
  4. Boş konuşmayan koçlar çölde bir vaha olabiliyor, Oktay Mahmuti de bunlardan, Ümit Avcı’nın yaptığı röportajda güzel satırbaşları mevcut. []
  5. Karşılıksız destek kavramının neredeyse simgesi olan Malaga taraftarlarıyla Joel Freeland’in kız arkadaşı ve Tremmell Darden’in eşi arasında tribünde çıkan kavga bile herkes için bardağın taştığına dair bir işaret olabilir. []
  6. Bir Derwall-Denizli, bir Piontek-Terim tadında ısıtılmasa da Avrupa’nın güzel usta-çırak hikayelerindendir. 1999-2001 arası iki sezon beraber çalışmışlardı AEK’te. []
  7. Real Madrid’in kendisine 3 yıllık sözleşme önerdiği konuşuluyor. []