Skip to content

Arkadaşlar, Süremiz Bitiyor, Son Cümleleri Yazalım!

Trade deadline’ı hep merakla beklemişimdir, her NBA hastası gibi. O son gün, yani bugün, bazen 24 saate sığdırılmış bir transfer sezonu yaşanır, kafanız patlar, bazen de dağ fare doğurur, dandik iki takasla yetinirsiniz. Sizinkilerin bir hamle yapmasını bekliyorsanız ve takımın o beklediğiniz hamleye çok ihtiyacı varsa, haberi alamayınca sezon boyunca yaşayacağınız en büyük hayalkırıklıklarından biri üzerinize çöker. Saat 9’u geçer, siz haber geç yayılacak diye 11’e kadar beklersiniz, hatta geçirirsiniz, boşuna olduğunu bilerek. Bir yandan da başka takımlar cillop bir iki takas patlatmışsa ne güzel; aklınıza “ulan bizim yönetim çalışmıyor mu, beceriksiz mi, halimiz ne olacak” gibi sorular gelir. Yaşadık da biliyoruz…

Bu yıl deadline günü yine sadece deadline’a konsantreyim.1 Üstelik bizim takım da birkaç yılın ardından mutlaka hamle yapması gerekenler klasmanına dönmüş durumda. Bense bu kez bir takastan ziyade saatin 9’u geçmesini bekliyorum. Verdiğimizden fazla aldığımız bir şey kapatabilsek fena olmaz tabii, fakat sezonun hangi kadroyla biteceğini kesin olarak öğrenmek benim için öncelik kazandı, çünkü bitmek bilmez Pau Gasol dedikoduları yüzünden bir türlü sezona konsantre olabilmiş değilim. Pau’nun ve takımın da tam anlamıyla olabildiklerini sanmıyorum. Hoş, deadline geçse ve Pau takımda kalsa bile bu goygoyun biteceğini sanmıyorum ya, neyse… Belki de takımın halini beğenmediğimden suçu belirsizliğe yıkmak, kafalar rahatlayınca oynanan topun da iyiye gideceğini düşünmek istiyorum.

Üzerinden geçtiğiniz paragrafa başlarken akşam 9’a yaklaşık sekiz saat vardı. Biraz geyik, biraz takas fantezisi yapıp, biraz da Lakers’ı kurtarmak ve Amerika’dakiler uyanıp yaygara başlamadan servis etmek için yeterli bir süre…

Konu 1: Howard kalıyor… Anthony de…

Dwight Howard’ın geri vitesi beklenmedik bir durum elbet, ama diğer taraftan kendisine yakışanı yapmış oldu. “Yakışan”dan kastım takımına sadakat göstermesi değil, yanardönerliği. Aylarca ortalığı ateşe verip, sondan bir önceki gün “Yaa ben kalıyorum yaa” çekmek, süperstar sınıfının olgunluğa açık ara en uzak duran adamına yakışırdı. İşin komiği, mayısta konferans finaline bile varamadan elendiklerinde, şu son bir haftadaki yalancı Chicago ve Miami galibiyetleriyle gaza gelip gelecek yılki opsiyonunu da kullandığı için pişman olacak ve sonra yine aynı film oynayacak. İkinci turda o Chicago ya da Miami Howard’a böyle cirit attırmayıp 4-1’i basınca hep beraber görürüz. Tabii onlardan önce Boston, Philadelphia ya da Indiana ilk turda indirmezlerse…

Carmelo Anthony’nin kafasındaki basketbolla Mike D’Antoni’nin kafasındakinin aynı yere sığamadıkları belliydi. D’Antoni’nin koçluğunu eleştirebiliriz, ki bence de bu sezon berbat bir iş çıkarıyordu, ama gelen haberlerden öğrendiğimize göre en azından hastalığın teşhisini koymuş ve Melo’yu yollayıp Deron Williams’ın alınmasını teklif etmiş. Eh be abicim, geçen yıl Melo alınırken, ya da hadi onu geçtim, salary cap’in kalan kısmı Melo-Amare’yi sürebilecek bir şoföre değil de Tyson Chandler’a harcanırken tavrı koysaydın keşke! D’Antoni’nin talep ettiği Williams-Anthony takasını şimdi değilse de yazın bir şekilde yapamadıkça Knicks taraftarına sırayla birilerini yuhalatmaya devam eder,2 Phil Jackson da kurtaramaz. Zaten Jackson bu çamurun içine girmez; heveslenen varsa fazla mesafe almadan dönsün lütfen. Şu anki sağlık durumuyla, bütün sıkıntıları göze alıp bir daha koçluğa dönecekse bile bu takımla dönmez. Melo ve Amare’nin daha önce tedrisatından geçirdiği malum çiftlerin seviyesinde olmadıklarının, dahası, rekabet edeceği takımlardakiler kadar da iyi olmadıklarının ve en kötüsü de oyun stillerinin çakıştığının farkındadır.3

Tren kaçtı ama Howard fikrini değiştirmeseydi onu Hidayet’le birlikte New York’a yollayan ve Anthony-Chandler’ı Orlando’ya getiren, galiba Bill Simmons’ın yazısında okuduğum bir takas iki taraf için de güzel olabilirdi. Knicks Howard’ı alırdı, ki açmaya gerek olmayan bir kazanç, yanında da kadroya uyan, şut atabilen, uzunları besleyen bir forvet… Orlando Howard’ın savunma yönü kaybını Chandler’la mümkün olduğunca kapatır, hücuma da Melo’yu eklerdi. Gerçi Orlando bunu yapacak olsa bile New York, daha doğrusu James Dolan, Anthony sevgisinden ötürü reddedermiş gibi geliyor.

Konu 2: “Bir ümidimiz sensin Pau”

Howard ve Anthony’nin masadan kaldırılmaları, Rondo da4 artık orada olmadığına göre, yer değiştirmesi muhtemel ve bugüne kadar geyiği de çevrilen tek baba oyuncu olarak Gasol’ün kalması demek. Chris Paul takasıyla gidip geldiğinden beri söylentilerde ülkenin dört bir yanına yollandı adam. Şu dakikadaki hissiyat(ım) Lakers’ın onu tutacağı yönünde ama bugünü atlatsa bile, -Lakers’ı şampiyon yapmadığı sürece- bu defa yaz muhabbetlerinde ortalık malı edilecek, orayı atlatsa gelecek deadline… Hem bu sebepten, hem durumun adamı etkilediğini görüp üzüldüğümden, hem de Pau’nun şu anki kullanılış biçimiyle Lakers’ın ondan yeterince istifade edemediğini ve edemeyecek gibi göründüğünü düşündüğümden, eğer Houston sezon öncesi onu almak için verdiklerini bugün tekrar vermeye hazırsa gönderilmesinden yanayım. İmza: Üç ay önce CP3 takası David Stern tarafından iptal edildiğinde çoğu Lakers taraftarı öfkeden kudurmuşken, kendi kendine sevinen birisi.

Houston Gasol’ü almak için ne veriyordu? Kevin Martin, Luis Scola, Goran Dragic, hatta draft hakkı falan derken fazlası… Mezeler kalsın, Martin-Scola-Dragic yeterli. Scola bugün Lakers’ın kullanma şekliyle Gasol’ün verebildiklerini aşağı yukarı verebilecek bir oyuncu. Kobe’nin ikili oyun partneri olur, biraz orta mesafeden biraz alçak posttan çalışır, zeki ve yürekli bir adamdır. Yapamayacakları, Gasol gibi Bynum kenardayken pivot oynamak, onun kadar ribaund toplamak, onun kadar iyi pas dağıtmak ve takım Gasol’süz başarılı olursa sevinçle birlikte bir burukluk duymamı engelleyebilmektir. Yanında gelenler, onun Gasol’e göre eksilerini kabullenmeye değecek adamlar. “Kobe’nin takımına Martin naaalaka?” diye soruluyor, haksız olmayan biçimde, ama Martin zaten çoğunlukla topsuz hücumu tercih eden, Kobe ve Bynum’ın bitip uyandıklarında yataktan kalkmak istemedikleri rüyalarında gördükleri dış şut tehdidine sahip ek skorer. Lakers’ta 22-23 sayı ortalamalı skorer olması beklenmiyor, gerekmiyor da. Savunması bir zaaf yaratacaktır ama Metta World Peace ve Matt Barnes’ın hücumda yarattıklarının daha büyüğünü değil. Dragic’in ise Fisher’dan daha iyi olmadığı basketbola dair herhangi bir şey yok. Bu sezon ilk beş çıktığı maçlardaki ortalamaları 16.5 sayı, %54 şut, %46 üçlük, 8.7 asist, 2.5 top kaybı. Evet, o maçların sayısı sadece altı ama onun da bu istatistiklerle oynamasını bekleyen yok. Üstelik Steve Blake’e, ya da Blake söylendiği gibi Michael Beasley için gönderilirse Fish’e göre takıma farklı bir stil getirebilecek, delici, şutunu yaratabilen bir oyuncu.

Rockets bunu niye yapsın? Genel menajerleri Daryl Morey adam gibi bir pivot almayı kafaya takmış durumda ve Gasol’ü çok tutuyor. (akıllı adam) Ayrıca bu sezonun sonunda büyük bir salary cap boşluğu elde edecekler. Yeni takımı Scola ve Martin’le değil, Gasol’le kurmak istiyor. Üstelik yaklaşık 4 milyon dolarlık daha esneklik sağlayacak bu takas.

Konu 3: Alın size takas

Rondo, Howard, Melo birer birer sahneden çekilince sönük bir deadline’dan mı korkmaya başladınız? Ben de… O yüzden dün ESPN’e girip Trade Machine’i bozdum. “Makina”, aşağıda göreceğiniz takasıma ne onay verdi, ne de reddetti. ESPN.com genel merkezindeki ana bilgisayarda dumanlar çıkmış mıdır bilmiyorum, Onur Belge’nin Eto’o haberi üzerine Oktay’a tepkisindeki gibi5, “çıkmışsa… çok iyi” diyebiliyorum. Ben sorumlu goygoycu kimliğimden ödün vermeyerek Real GM’in artık epey tırt gözüken Trade Checker’ına dadandım; hem nostalji oldu hem de takasımı onaylattım. İşte olay takas:

Atlanta Hawks, Josh Smith, Joe Johnson ve Kirk Hinrich’i verip, Danny Granger, David West, Mo Williams ve Chris Wilcox’ı alıyor.

Boston Celtics, Ray Allen’ı ve sezonu kapatan Wilcox’un kontratını vererek, Hinrich, Randy Foye, Ryan Gomes ve Indiana’dan draft hakkı alıyor.

Indiana Pacers, Granger ve West’i Atlanta’ya, Dahntay Jones’u Clippers’a, draft hakkını da Boston’a yollayıp Smith ve Allen’ı kapıyor.

Los Angeles Clippers, Williams, Foye ve Gomes’u göndererek, Johnson ve Jones’u alıyor.

Pacers, West-Hibbert uzun çiftiyle ağırlaşmış durumda ve bu, takımın geri kalanına uymayan bir durum. Smith bu sorunları aşmalarını sağlayacak, hatta savunmayı kuvvetlendirecek adam. Allen’ın gelişiyle hem Granger’dan daha iyi bir şutörü alıyorlar hem de Paul George daha çok uyduğu 3 numaraya geçebiliyor.

Hawks, takımı bir yere götüremeyecekleri belli, habire mızmızlanan Smith ve eşek ölüsü kontratlı Johnson’dan kurtulup, pozisyonlarına gelen Williams ve West’in yanı sıra, 3 numarayı Marvin Williams ve Vladimir Radmanovic’le götürme çilesinden kurtuluyor.

Clippers, Mo’nun tam olarak dolduramadığı 2 numaraya aradığı adamı buluyor. Chris Paul’un kontrolündeyken Johnson’ın zaman zaman topla ne yapacağına karar verememe gibi olumsuz özellikleri törpülenir, geriye şutu, skorerliği kalır. Dahntay Jones da yedek kuvvet.

Celtics bu işe neden girsin diye düşünebilirsiniz ama Ainge’in Tyler Hansbrough ve draft hakkı karşılığında Allen’ı yollamaya hazır olduğu Larry Bird’ün açıklamasıyla ortaya çıktı. Pek de mühim bir oyuncu olmayan Hansbrough’dan ziyade, herkesin derinliğinden dem vurduğu bu yılki draftta ekstra bir hak elde etmek istediğini düşünüyorum. O hakkı bu takımlardan birinden (tercihen Atlanta ama muhtemelen Indiana) alabildiğini düşünürsek, Foye, Hinrich ve eski oyuncuları Gomes da kadroyu biraz olsun genişletecek adamlar.6

Eğer bu yazıyı bir an önce sonlandırıp yapmam gereken diğer işe dönmezsem, Twitter’dan son dakika haberinden patladığı dakikalarda “Kankalarla deadline keyfi :):):)” diye tweet atamayacağım. O yüzden ben müsait bir yerde…

  1. Beşiktaş’a çeşitli yollarla beni kendisinden soğutup bu akşamki Atletico Madrid maçını hiç sallamaz hale getirdiği ve konsantrasyonumu bölmediği için teşekkürler! []
  2. Aslında Anthony’yi kullanarak Deron Williams’ı almak için hala şansı bulunuyor Knicks’in. İki gün öncesine kadar Howard’ın yazın Nets’e geçme kararını kesin olarak verdiği konuşuluyordu ama onun Orlando’da kalmasıyla Williams’ın da sezon sonu New Jersey’de kalmayacağı kesinleşti. Niye kalsın ki? Brooklyn’e en az bir süperstarla geçmeye takıntılı olduğu söylenen Nets’in gözünden bakarsak Anthony makul bir karşılık. Basketbol kısmını düşünmüyorum. Çok daha parlak olmayacakları kesin. Ama bize ne? []
  3. Stoudemire’ın son dönemde hep söylediği gibi D’Antoni gittikten sonra da “Takım onun sistemini benimsemedi” diyerek üzeri kapalı biçimde Anthony’ye dokundurmayı sürdürmesi ilginç. []
  4. Çok konuşulan Rondo-Gasol takası iki takım için de iyi olmazdı. Rondo çok iyi bir oyun kurucu ama etrafında ona uyan takım olması koşuluyla. Deron Williams ve Chris Paul gibi her koşula ayak uyduramaz. Bu nedenle ABD milli takımında kesik yedi. Ve bu nedenle en büyük yıldızı topu elinde tutmak isteyen, diğer skor opsiyonu içeriyi kalabalıklaştıran bir pivot olan ve penetre alanı bulamayacağı, topu Celtics’teki kadar elinde tutamayacağı, şut sokmasının eskiye göre çok daha önemli hale geleceği bir takımda Celtics’teki kadar etkili olamazdı. []
  5. http://www.youtube.com/watch?v=uDBzzp3OLeo []
  6. Celtics taraftarlarının bu fikri hiç beğenmediklerinin farkındayım. Ben de olsam beğenmezdim. Fakat Ainge belli ki biraz farklı düşünüyor. []