Skip to content

Tarihte Kırılma: Petrosyan Nakavt, Yeni Kral Ristie

Andy Ristie sınırı aştı. Giorgio Petrosyan'ı yenmek ne demek?

Kick boksta, pazar sabahı, Glory 12 New York ile, hafif sıkletin zirvesindeki gidişat tamamen değişti. Andy Ristie, yıllardır K-1 ve Glory WS’te bu sıkleti domine eden Giorgio Petrosyan’ı nakavt ederek tarihe geçti. Kazanan açısından bakmaktansa, öncelikle kaybeden tarafına yönelmek, onun kariyerini hatırlamak, bu nakavtın önemini daha iyi gösterebilir.

Giorgio Petrosyan’ın kariyeri ve dövüş yetenekleri onu herkesten farklı kılıyor. Günümüzün en teknik kick boksçusu Petrosyan’ı izleyen göz, bu tanımlamanın haksız olmadığını görebilir. Biraz daha abartmakta zarar yok, Matrix’teki Neo’nun kurşunlardan kaçma sahnesini hatırlayalım, Petrosyan da benzer bir ring görüşüne sahip. Rakibini okuyuşu, teknik üstünlüğü, refleksleri, zekası ve kusursuz bir saat gibi işleyen zamanlaması ona Doktor lakabını kazandırdı. Doktor teşhislerinde o kadar başarılıydı ki, bırakın onu yenmeye yaklaşmayı, son dönemde kendisine zorluk çıkaran bir rakip olmadı. Üstünlükleri sayesinde rakiplerini kendi tarzına mahkum bırakıyor ve galibiyete ulaşıyordu. Ta ki, bu oyunu bozan Andy Ristie’ye kadar. Biraz da rakamlardan gidelim.

Doktor’un karnesinde, 2003’te başladığı profesyonel kick boksta, pazara kadar çıktığı 80 maçta sadece 1 mağlubiyet bulunuyordu. Yendiği isimler arasında, Yoshihiro Sato, Andy Souwer, Albert Kraus, Robin Van Roosmalen gibi sporun önde gelen isimleri var. O tek mağlubiyet ise, 2007’de Tayland’da Rajadamnern ile beraber iki efsane stadyumdan biri olan Lumpinee’deki bir şampiyonada Nonthanan Por. Pramuk’a karşı 5 raundun ardından hakem kararıyla gelmişti. Ancak Petrosyan, suyuna ilaç katıldığı iddiasıyla bu yenilgiyi kabul etmedi. Bu iddiayı doğru kabul edersek, Ristie, rahatlıkla kick boksun efsaneleri arasına koyabileceğimiz Petrosyan’a ilk yenilgisini yaşattı, ilk knock-down’ı ve ilk nakavtı.

Sıkletinde Buakaw hariç  (2007’de berabere kaldılar) tüm önemli isimleri yenen Petrosyan’ın, Andy Ristie ile karşılaşması da ilk kez gerçekleşti. Maç öncesi iki isim de birbirinin dövüş tarzını sevmediğini ifade etti. Herkesi nakavt edebileceğini söyleyen Ristie, Petrosyan’ın geri kaçarak, puan için dövüştüğünü; Doktor ise, tekniğin aksine, gücünü iyi tarafı olarak gördüğü Ristie’nin, zayıflığının da bu öngörülemez güçten geldiğini söylüyordu. Doktorun zekası bir kez daha konuştu, ama ‘öngörülemez’ yorumuyla tersi istikamette. Ristie, vuruş mesafesi avantajını maç boyunca iyi kullandı, ama özellikle 2. raundun sonu itibariyle klasik bir Petrosyan maçına doğru yol aldığımız intibası hakimdi. Belki Ristie de böyle hissetti ki, 3. raunda müthiş atak başladı ve kırışmak için yakın mesafeye girdi. Tabii ki, bu durumda sonuç ‘öngörülemez’di. Petrosyan’ın, rakibinde güçsüz taraf olarak gösterdiği, aslında onu rahatsız eden de buydu. Uzun süre sonra ilk kez bir rakibi, Petrosyan’ın oyununa, ağına düşmedi ve onu maç içinde bozup, tarihi bir galibiyete imza attı.

Ristie, aynı gece Petrosyan’ı yarı finalde devirdikten sonra, finalde de Robin Van Roosmalen’i gene nakavtla mağlup etti. Lakabıyla Makine böylece hafif sıkletin tepesine kuruldu. Tüm dediklerini yaptı, herkesi nakavt etti. 22 gibi geç bir yaşta kick boksa başlayan ve 2011’den beri It’s Showtime ile tanımaya başladığımız Ristie’yi geçen yıl İstanbul’da, Glory 6’da da izlemiştik, ama performansı çok iyi değildi. Ancak pazar günü, uzun süredir görmediğimiz etkileyici bir tarzda, tartışmasız bir şampiyon olarak kemeri taktı. Ancak o gün şampiyonluktan öte Petrosyan’ı yenmesiyle hatırlanacak. Buna, boksta Floyd Mayweather Jr.’ın yenilmesi ile aynı değeri atfedebiliriz.1

Amerika’da yayılmak isteyen Glory için de, bu turnuva tarihi bir nokta olabilir. Boksun mabedi Madison Square Garden, kick boksta da dev bir maça sahne oldu ve yeni bir şampiyonu dünyaya tanıttı. Artık Andy Ristie’nin bu kemeri ne kadar taşıyacağı ve Giorgio Petrosyan’ın geri dönüşü beklenecek. İkili ilk kez karşılaştı, ama bu son olmayacak gibi gözüküyor.

  1. Evander Holyfield gibi Mayweather da, stili ile kendisine benzetilen Petrosyan yıkılırken, orada, Madison Square Garden’daydı. []