Skip to content

Şafak 17: Those Were the Days

VGM'de kırk yılda bir alırdık, 15 puan getirdi mi bizden mutlusu yoktu. Ölmeden önce de çok severdim, onu...

NBA, neden hayatımdaki en önemli şeyler listesinde ilk 10’a girer? Belki de her sezon başında bunu düşündürdüğü içindir. Basketbola doğuştan aşık olmak başka bir şey, NBA başlasa da hayat başlasa diye düşünmek başka. Kaan Abi’nin hesabı açtığı, Atlas’ın çıtayı daha da yukarı çıkardığı bu seride, önümüzdeki sezonla ilgili doyurucu analizler okuyacağınıza eminim. Aşağı yukarı herkesin sahiplendiği konuları biliyorum ve böyle bir tüyo verebilirim. Ancak, affınıza sığınarak, önümüzdeki hiçbir sezonu ilgilendirmeyecek bir şey yazmak istiyorum.

Seneyi tam hatırlayamıyorum, 2003 ya da 2004 diye tahmin ediyorum. Reşit değildim. Batug.com’da 6. adamlığa başlamıştım, yazar buluşmaları Süper diye bir restoranda yapılırdı, bıyıklı garson1 yaşım tutmuyor diye dışarı çıkmamı söylerdi, sanki her gün kimlik kontrolüne polis geliyormuş gibi. Bir porsiyon ızgara köfte getir, bir tane de kola aç yani, dert ettiğin meseleye bak. Evde NBATV’den başka bir kanalın seyredilmediği günlerdi. Yazları daha çok severdim NBATV seyretmeyi. Hem bütün gün seyredebiliyordum, hem de gecesinde maç olmamasına rağmen NBA vardı ekranda.2 Batuğ Abi’nin önderliğinde NBATV’ye karşı savaş başlamıştı. Ben ise, hiç sesimi çıkarmadan, deliler gibi izlemeye devam ediyordum. Spor paketi sahtekârlığını umursamayan bir ailem vardı. Lorenzen Wright’ı o yaz günlerinden birinde sevdim.

Spektakülerlikten çok uzak bir oyuncuydu Wright, Grizzlies NBATV’nin yayın programına nadiren girerdi, internet daha bu kadar da alıp başını gitmemişti. VGM oynamıyor olsak ya da adı kulağa değişik gelmese, Lorenzen Wright’ı tanır mıydım, bilemiyorum. Kim olduğunu bilirdim de sokakta görsem tanımazdım, herhalde. Off-season’daki favori programım NBA Jam vardı televizyonda, o yaz gününde, orada denk geldim Wright’a. Buffalo wings tarifi veriyordu, yağda kızaran tavuk kanatlarını yarım piştikten sonra yağdan çıkaracaksınız, kurumalarını bekleyeceksiniz, daha sonra kızgın yağa geri atıp, pişirme işlemini tamamlayacaksınız. Kanatlar henüz sıcakken; eritilmiş margarinle, özel baharat karışımını kanatların üzerine döküp, kanatların içinde olduğu sepeti, sos her kanata işleyene kadar sallayacaksınız… Bayıldım Lorenzen Wright’a, Memphis’in çocuğu, geniş masalı ve koridorlu bir yol restoranı açmış hem doğduğu hem de doyduğu şehre, asla unutmam.

Lorenzen Wright hiçbir zaman elit bir uzun dahi olamadı. Evet, ucuz fiyatıyla, kalan pozisyonlara yıldızları doldurunca, VGM’de alınabilir ve iyi bir gecesinde 10-15 puan getirirdi. Kariyerini, tuttuğum takım olan Cleveland Cavaliers’ta, sadece 17 maçta oynayarak noktaladı. Sahada, kendisine özel bir sempati beslemem adına hiçbir şey yapmadı. Çok atletik değildi, çok hızlı değildi, gecenin en iyi hareketleri listesine belki de hiç girmedi. Cleveland’da rotasyonun son oyuncularından biriydi. Kız çocuklarından biri 11 aylıkken ölmüş, Memphis’te annesi öldükten sonra, sistemde kaybolma korkusuyla kimseye haber vermeyen ve annesinin cesediyle bir hafta yaşamış Travis Butler’a yüklü bir para yardımı yapmış, sahada hiçbir pisliğini hatırlamadığım biriydi, Wright. İyi bir insandı, çok leziz gözüken tavuk kanatları hazırlardı. 18 Temmuz 2010’da ortadan kayboldu, 22 Temmuz’da kayıp ilanı çıkartıldı, 28 Temmuz’da, annesinin evinin yakınlarındaki ormanlık bir patikada ölü bedeni bulundu, Wright’ın. Ortadan kaybolmadan önce uğradığı berberinin ifadesine göre, yanında 2000-3000 dolar para bulunan Wright’ın failleri hala ortaya çıkartılamadı.

Bütün bunlar yetmezmiş gibi; kariyeri boyunca 55 milyon dolardan fazla kazanan ve ölümünden sonra da 1 milyon dolarlık sigorta gelirini, karısı ve altı çocuğuna bırakan Wright, sanki çok parlak bir hayat yaşamış gibi, öldükten sonra da pek rahat değil, ne yazık ki. Sigortadan gelen parayı büyük bir süratle çarçur eden karısıyla, biyolojik babası arasında süregelen adli süreçten de haberi olmuyordur, umarım.

Üye olduğu bazı forumlarda Bobby Sura takma adı ve profil resmini kullanan birinin klavyesinden çıktı, bu yazı. Alakasız adamlara, anasının babasının gıpta duyacağı seviyede sevgi besleyerek geçti, NBA’i takip kariyerim. Dönüp geriye bakınca, Lorenzen Wright’a beslediğim sevgi için zerre pişmanlık duymuyorum, iyi ki NBATV varmış ya da iyi ki Teressa Bellissimo isimli abla, beklenmedik misafirleri için hızlı bir yemek uydururken, Buffalo wings’i keşfetmiş. NBA’i her an beni duygulandırabilecek bir şey sunabildiği için bu kadar seviyorum, sanırım.

Unutanlara hatırlatmak, hiç duymamış olanlara tanıtmak istedim…

  1. Zayıf olanı; bıyıksız garson yoktu zaten Süper’de, tombiş olan babacan adamdı. []
  2. Evet, reşit değilken de geceleri kalkar maç seyrederdim, haftada en az 2-3 gün, hafta sonlarını saymıyorum. []