Skip to content

Sen Neymişsin Be Abi!

Almanya'nın İngiliz haftasına Polonyalı bir adamın 9 dakikada yaptıkları damga vurdu. Bir diğer 9 numara Ibisevic neredeyse 20 ay sonra ilk defa gol attı, Mönchengladbach yeni hocasıyla ilk maçını kazandı...

5 – Robert Lewandowski, Wolfsburg’a 9 dakikada 5 gol attı. 4 dakikada 3 gol atarak en hızlı hat-trick’i yaptı, oyuna sonradan girip 5 gol atabilen ilk oyuncu oldu, bunların dışında muhtemelen birkaç rekor daha kırdı. Takımın adı Bayern Münih, hocası Guardiola, yerine oynayacak olan Götze olsa bile kulübede oturtulamayacak bir futbolcu olduğunu gösterdi. Maç sonrası “Oyuna girdim, gol atmam lazımdı çünkü gerideydik. Birinci golü attım, sonra ikinci geldi. Maçı çevireceğimizi anladım, sonra 3, 4, 5. Kazandık, zor maç oldu” dedi. Acaba ne yaptığını kendi de mi anlayamadı ve o yüzden mi böyle sıradan bir olay gibi anlattı? Lewandowski ne düşünüyordu bilinmez ama maçı izleyen hiç kimse gördüklerine inanamadı.

Günün en büyük kazananı Lewandowski ve sayesinde Bayern Münih oldu ama diğer tarafta da Wolfsburg’la birlikte kaybeden bir futbolcu vardı. Lewandowski’ye eski takım arkadaşı için ne düşündüğü sorulduğunda “Dante’nin gollerde bir hatası olduğunu düşünmüyorum, o mükemmel bir futbolcu. Futbolda bazen böyle günler olur…” şeklinde cevap verdi. Sevgili Lewandowski, futbolda böyle günler pek de olmaz. Tıpkı Almanya’nın Brezilya’ya 7 gol attığı gün gibi. Dante’nin şanssızlığı, bu iki tarihi günde de kaybeden takımın defansında olması. Mönchengladbach’tan ayrılacağı kesinleştiğinde son maçında alkış ve çiçeklerle uğurlanmıştı. Münih’ten ayrılacağı kesinleştikten sonra da ilk defa Allianz Arena’ya geldi ve maç öncesi yine çiçekler ve alkışlarla teşekkür edildi. Muhtemelen Dante’nin bu günden hatırlamak isteyeceği tek şey maç öncesi yaşanan bu anlar olacak.

IMG_20150207_091806_2.0.0


1427 – Hertha Berlin, Köln’ü 2-0’la geçerken iki gol de Vedad Ibisevic’ten geldi. Böylece Ibisevic 1427 dakika sonra yeniden golle buluştu. En son golünü, 2013/14 sezonunda, yaklaşık 20 ay önce, 29 Ocak 2014’de Bayern Münih’e Stuttgart formasıyla atmıştı. O günden sonra çıktığı 24 maçı da boş geçmişti. Geçtiğimiz sezon bir Stuttgart taraftarı maça “Ben de sizle oynayabilir miyim? Ibisevic’ten kötü değilim” pankartıyla gelmişti ve Ibisevic #nichtschlechteralsibisevic (Ibisevic’ten kötü değilim) etiketiyle twitterda günün eğlencesi olmuştu. Berlin’e taşındıktan birkaç hafta sonra attığı iki gol, o günlerde sorunun kendisinde olmadığının ispatı gibiydi.

1 – André Schubert, Borussia Mönchengladbach’ın başındaki ilk maçını kazandı. Schubert daha önce Almanya U15, U16, U17 takımlarında çalıştı. Mönchengladbach’da ise U23 takımına teknik direktörlük yapmıştı. Schubert’in 2011-12 arasındaki St. Pauli’deki macerası kısa sürmüştü. Agresif, hücuma yönelik futboluyla Almanya’nın genç, umut vadeden teknik direktörlerinden olarak gösteriliyordu. Hatta Klopp, Armin Veh gibi isimlerin de kısa süreli yer aldığı, Almanya’da teknik direktörleri anlatan “Trainer!” adlı belgeselde, bir yıl boyunca yakından takip edilen 3 genç teknik direktörden birisiydi.1 Mönchengladbach ilk 21 dakikada bulduğu 4 golle Augsburg’u 4-2 yenerek bu sezonki ilk puanlarını alırken yeni hocalarının hücum futbolunun işe yarayabileceğini de gösterdi.

Ekstra #1 – Ligdeki takımlar arasında, 1. Bundesliga tarihinde en az maça çıkan 2. takım (74) Darmstadt, en çok maç yapan 2. takım Werder Bremen (1736) karşısında evindeki ilk galibiyetini aldı. Çok iyi oynadılar, çok pozisyona girdiler ama tehlike de yaşadılar. Biraz da Bremen kalecisi Wiedwald’ın yardımıyla kazandılar. Fakat söz konusu Darmstadt olunca futboldan öte şeyler var. “Die Lilien” ligin açık ara en düşük bütçeli takımı. Transfer döneminde 950 bin Euro harcadılar, gönderdikleri, ellerinden kaçırdıkları futbolculardan da hiç para kazanamadılar. Werder Bremen’i 2-1 yendikleri stadyumlarında koltuklu tribün çok az bir kısımda var. Güvenlik sebebiyle 17.000 kişinin alınmasına izin verilen statta 13.000 kişi maçları ayakta izliyor. Stat girişinde öyle oranızı buranızı elleyen, durup dururken suçlu muamelesi yapan güvenlik görevlileri yok, tribünlerde insanlar kendi halinde ve başlarında gardiyanlar dolaşmıyor, içecekler ucuz. Soyunma odaları halı saha odalarından hallice. Yedek kulübesinde teknik direktörlerin bile oturacak çok da konforlu yeri yok. Bu stadyuma girince geçmişe yolculuk yapmış, sanki endüstriyel futbol hiç olmamış gibi bir his oluyor. Futbolculara küfür yok, kaybedilirse –özellikle bu sene– önemli değil, kazanırlarsa dünyalar taraftarın oluyor. Şarkı söylüyorlar, zıplıyorlar, dans ediyorlar. Ama bu durum fazla sürmeyecek ve eski futbolun 1. ligdeki son evi, federasyonun direttiği standartlar yüzünden değişecek (değişiyor).

Ekstra #2 – Die Lilien evinde ilk maçını kazanırken, ligin diğer yeni takımı Ingolstadt da evinde ilk golünü atmaya ve ilk galibiyetini almaya çalışıyordu. 1. Bundesliga’da en az maç yapan (6) Ingolstadt’ın rakibi, ligin dinozoru, en çok maç yapan (1770) takımı Hamburg’du. Ingolstadt, 2. haftadaki Dortmund maçı hariç diğer 4 maçında hiç gol yememişti. Dortmund maçında oynamayan kalecileri Ramazan Özcan da diğer 4 maçta kaledeydi ve bu onu ligde en uzun süredir gol yemeyen kaleci yapmıştı. Hamburg maçında da ilk 65-70 dakika pozisyon vermediler. Birçok da pozisyona girdiler. Sonuçlara bakıldığında Hamburg’un defans hattı iyi gibi gözükse de, kötü hakem kararları, rakibin beceriksizliği ve biraz da şansla Ingolstadt ataklarından kurtuldular. Hamburg golü de kalite farkıyla geldi ve maçı 87. dakikada Michael Gregoritsch’in serbest vuruştan attığı jeneriklik golle kazandılar. Böylece Ramazan ligdeki ilk golünü yerken, Ingolstadt evinde gol atamama ve maç kazanamama alışkanlığını devam ettirdi. Hamburg da üst üste gol yemediği maç sayısını 3’e çıkarmış oldu. Hamburg iyi bir hazırlık dönemi geçirdi ve şu anda işler de iyi gidiyor. Fakat son 3 haftadaki skorlara güvenip, defansif yönlerine daha çok çalışmazlarsa becerikli futbolcuların olduğu takımlar karşısında gol yemeden maç tamamlamaları çok zor olacak.

  1. Diğer ikisi Frank Schmidt ve Stephan Schmidt. []