Skip to content

üzgün, kızgın, kararlı

madem doğdun, büyü de görelim.

bişeyler yaz, dedi ölü çocuklar
yazarken bizim için kağıda bağır
bişeyler kış, dedim, siz gideli beri
mâsum ve de mahzundular
direnişin oğlak kardeşleri
nasıl yazayım, içim çok ağır
yaz yoksa rüyana gireriz, dediler
rüyamdayız zaten, dedim, güldüler
çocukların gülmesi armağandır
sağolun dedim, ona daha güldüler
öldük ya, dediler, yutkundum
utanma, dediler, unutmadan uyandım
karşımda resmi makamlar

elebaşları bohçacı karı gibi ulurken
cehaleti parayla sıvamaya çabalıyor
yabancı silahlı yerli emir kulları
gücetapan aciz kafalarında
paravanî mezhebinin icâdı
gâyet lafta kalmış bir allah
korkuyla çoğalan kasklı suretlerde
önümüze-geleni-keseriz oynuyor
dehşet-ül itaat, ümmet-i vahşet
inâyetle işlenen cinayetler
ağızlarından çocuk kanı sızıyor
yalana yalana yalan söylüyorlar
yatsıyı çiğ ampul ışığında kılın siz
abd merkez bankası kıbleniz
secdeye varınca hepsini unutmayı umun
iyice domalın belki götünüzden uçar
bir el cepte bir el çükte ettiğiniz yeminler

o bombaları vatanın bölünmez bütünlüğü attı
o çocukları kamu düzenini sağlarken kırdılar
toplumun huzur ve güvenliği acımadan vurdu
evleri yıkıp insanları süren devletin bekâsıdır
paraları milletin kayıtsız şartsız egemenliği çaldı
geleneksel aile yapısı tarafından dolandırıldık
mülkün temelini kazsak adâlet çıkar mı dipten?
olmadı, di-en-es ayarlarını değiştirelim
vekillerimize dokunamıyoruz çünkü
ya pisler ya zehirli, ya uzak ya yasak
telefonda fısır fısır dolap döndürüyorlar
torbacımla daha rahat konuşuyorum ben

özetle bizim burada temsili demokrasi
demokrasiyi pek temsil edemiyor azizim
artık değerlerle bu iş yürümüyor artık
insanlar doğrudan şeyler düşünmeye başladı
meselâ 15 yaşında bir kız din ve ahlak dersinde
sıra altından komünist manifestoyu okuyor
gülünün solduğu akşam heybesinde
kız isyankâr, hayvanlarla ağaçları seviyor
lenin ile troçki’yi daha tanımıyor ama
deniz gezmiş’e âşık, çe-gevara’ya hayran
o yaşında örgütlenme peşinde
tam anlamasa da aklında ece ayhan
ölü çocuklar onun için öldüler, biliyor

şimdi; sol elimizde ağaçları seven dişi bir devrim
tam önümüzde çocuklardan korkan dişli bir devlet
eski yıkık köprünün kırık korkuluğundayız
renk renk, bölük bölük, sırtımız korkuya dönük
ölen kalana, uyan ayana emânet
egemen bir hal değil, çoğul bir his özgürlük

mart 2014 (RED dergisinin nisan-2014 sayısından)