Reçeteleri çok severiz. Doktorların el yazıları olarak başladıkları yolculuklarını eczanelere taşıyan kişi olarak genelde heyecanlı oluruz. Orada okuyamadığımız bir şeyler yazılıdır ve bu her zaman orada okuyabileceğimiz bir şeyler olmasından heyecanlıdır. NBA’de normal sezonun yavaş yavaş Fox’da yayınlanan ve geçen hafta 1000. bölümünü kutlayan Unutma Beni dizisine döndüğü şu günlerde takımlara reçete çıkaralım dedik. Ne lazım? Ne yapmalılar? Biliyor olabiliriz. Unutmayın bizi, daha 4 gün, 4 grup var.
Ne lazım?
stephen curry’ye kurşun döktürmek.
oakland’da işlerin iyi gitmesi sık görülen bir şey değildir. sakatlıklar, elde tutulamayan genç yıldızlar, kötü takaslar derken ortaya çıkan golden state laneti hakkında yazılmış birçok yazı bulabilirsiniz ufak bir araştırmayla. öyle ki, ilk turda 1 numaralı seribaşı dallas’ı eledikten sonra, baron davis’in andrei kirilenko’nun içinden, dışından, altından ve üzerinden vurduğu smaçla hatırlayacağımız seride utah jazz’a elendikleri 2006 playoffu, bugün 18 yaşını doldurup reşit olan bir golden state taraftarının gördüğü tek playofftu. 2006’dan önce, golden state en son playoff gördüğünde takımı taşıyan oyuncu chris webber adında bir çaylaktı ve dünya, kurt cobain ve ayrton senna’yı daha yeni uğurlamıştı. peki bu son 18 yıl içerisinde sadece 2 defa .500 galibiyet yüzdesinin üstüne çıkabilen warriors, ne değişti de şu an (15 ocak 2013) 65 yıllık tarihinin en iyi 3. galibiyet yüzdesini tutturmuş durumda?
bu seneki takımda önceki sezonlara göre büyük farklılıklar var. daha az isolation, daha fazla ikili oynuyorlar ve artık birbirlerini daha iyi tamamlayan genç bir kadroları var. ama en önemli fark -basketbolun bazen aslında ne kadar basit bir oyun olduğunu hatırlatırcasına- ribaundlar. bu sezona girilirken golden state son yılların açık ara en kötü ribaund alan takımıydı. alınan-verilen ribaund sayısı farkında 6 sezondur lig sonuncusu olan1 warriors, bu sezon henüz andrew bogut’tan yararlanamamasına rağmen lig altıncısı. rotasyonda önemli rolleri olması beklenen ama sakatlıkları nedeniyle yararlanılamayan andrew bogut ve brandon rush’ın boş kalan dakikalarını kısmen kullanan andris biedrins ile çaylaklar festus ezeli ve draymond green gibi oyuncuların 36 dakika üzerinden hesaplanan ortalamalarına2 bakılırsa ribaunda verilen bu önem biraz daha iyi görülebilir. mark jackson’ın kısa koçluk kariyeri hakkında henüz çok kesin yargılarda bulunamayız belki ama takımının neye ihtiyaç duyduğunu iyi tespit edebilen bir adam olduğunu söyleyebiliriz.
ünlü golden state laneti, rüya gibi başlayan bu sezonu mahvedecekse eğer, en muhtemel ve korkulan senaryo kesinlikle stephen curry’nin artık kronikleşen sağ ayak bileği sakatlığı olacak. son iki sezonda şu ana dek 43 maç kaçıran curry’nin oynamadığı maçlarda golden state’in galibiyet yüzdesi 11-32 (.256) iken, oynadığı maçlarda bu oran 36-26 (.580). lee ile beraber şu ana dek all-star ayarında muazzam bir sezon geçiren curry ve ayak bileğinden gelecek kötü bir haber, golden state’in yine depresif bir sezonu geride bırakmasına yol açabilir.
Ne lazım?
iyi bir nakliye şirketi.
rick adelman’ın koçluk yaptığı 8 sezonda da .500+ galibiyet yüzdesi yakalayıp playoff gören ve hatta 2002’de şampiyonluğa çok yaklaşan sacramento kings, adelman ayrıldığından beri geçen 6 sezonda ne .500’nin üzerine çıkabildi, ne de playoff görebildi. contender günler peja’nın üçlükleri, webber’ın kafa bandı veya bobby jackson’ın çirkin suratı kadar geride kaldı. artık birbirini tamamlamaktan uzak, kötü kurulmuş, kötü yönetilen ve üzerinde bazı kararların verilmesi gereken bir takım sacramento.
rebuilding sadece oyuncu draft ederek, oltaya büyük bir balık takılmasını beklemek değildir. genç oyunculara dakikaları hediye etmemeli ancak oyunlarını oturtmaları için de yeterli şansı vermelisiniz. sacramento uzun süredir konferansının en kötü takımlarından biri ve hala ellerindeki oyuncuların rollerini oturtmuş değil. üstelik en iyi oyuncularının ortak bir özelliği var, şu anda bulundukları yere bireysel hücum yetenekleri ile geldiler. böyle bir düzende de geleceğin takımını kurma şansları çok az. yoksa guard rotasyonunda tyreke evans ve marcus thornton’dan geriye kalan dakikalar için elde, geçen seneyi çok iyi geçirmiş isaiah thomas ile orlando’da redick’in aldığı rolün bir benzerini alabilecek jimmer fredette gibi çaylak kontratları devam eden -diğer bir deyişle kazanamayan bir takıma ekstra bir maliyet getirmeyen- benzer stilde iki genç oyuncu varken sanki bir playoff takımıymış gibi aaron brooks’u getirip rotasyona eklemenin başka bir açıklaması gelmiyor aklıma. bu ortamda takımın en fazla asist yapan oyuncusunun john salmons olması, zaten ortada yanlış bir şeyler olduğunu gösteriyor. her ne kadar benim beklentimin üzerinde bir sezon geçirse de, takımın geri kalanının olduğu gibi top elindeyken etkili olan bir oyuncu olan john salmons’ın, rebuilding aşamasındaki bir takımda yaklaşık 30 dakika süre alıyor olması ise ayrı bir konu. takım kaybettikçe demarcus cousins gibi dikkati ve motivasyonu çabuk dağılabilen oyuncuları hizada tutmak daha da zorlaşacaktır. bunun için sağlam bir koç figürüne de ihtiyaçları var ve keith smart kesinlikle bu isim değil.
takım hakkında söylenecek çok fazla şey var aslında ama son haftalarda sıklıkla yazıldığı gibi takımın el değiştirmesi ve muhtemelen seattle’a taşınacak olması3 en önemli konu. herhangi bir profesyonel buz hokeyi, beyzbol veya amerikan futbolu takımı olmayan sacramento, şehrin tek spor takımını kaybetmiş olacak ve bu durum sacramento taraftarları için oldukça kötü bir durum olsa gerek. ligde ne ilk ne de son kez bir takım şehir değiştirecek ama ayrılıklar hiçbir zaman kolay değildir. seattlelılar yeni bir sevgili bulmanın heyecanını yaşarken, sacramentolular eski sevgilisini haftada birkaç kez başkasının kollarında görecek. hayat devam edecek.
Ne lazım?
barmen bana sert bir şeyler ver.
dream team, 2008 olimpiyatlarına hazırlık için bir araya geldiğinde, koç krzyzewski ilk toplantıdan önce lebron james ve kobe bryant’ın yanına gelip toplantı sırasında söz alıp bir şeyler söylemelerini ister. herhangi bir şey. krzyzewski ne kadar kariyerli bir koç ve saygın bir figür olursa olsun, takım içinde de bir lidere ihtiyacı olması gerektiğini düşünmektedir ve o toplantıda söz alan kobe’nin söylediği ilk şey şudur. “ribaund ve savunma her zaman kazanır. nerede ve kimle oynarsanız oynayın, rakibin fişini çekebiliyor ve ribaund alabiliyorsanız, kazanırsınız. bana göre belirlememiz gereken standart budur.”
mike brown’un kovulmasına neden olan kötü başlangıç sırasında genel kanı, sorunun brown’un oturtmaya çalıştığı princeton hücumu olduğuydu ve biraz da bu yüzden savunmadaki sorunlar çok fazla konuşulmadı. oysa elde howard & artest gibi iki elit savunmacı vardı ve daha az malzemeyle daha iyi savunma yapan takımlar izlemiştik bugüne kadar. brown kovulunca d’antoni ile anlaşılmasının beni mutlu etmemesinin en büyük nedeni, her ne kadar basketbolda yeni bir dönem açtığı söylense ve bu yüzden saygı görse de, mike d’antoni ve oynattığı basketbolu bir türlü sevememiş olmamdı. şu anki kötü gidişin faturasını d’antoni’ye kesmiyorum elbette, kendisine göre kurulmamış bir kadro düzeniyle bu sistemin bana göre başarılı olması çok zor. büyük resme bakıldığında, çıkılan yolun doğru olup olmadığına dair de şüphelerim var ama yine de d’antoni kararı artık verildi ve tutarlı olmanın, bu kararın arkasından gitmek olacağının farkındayım. bu kararın da ilk yaptırımı sezona kötü girdiği açık olan ve muhtemelen takımın yeni oyun kurucusu ve yeni pivotuyla yarım sezon dahi birlikte oynama şansı bulamadan hedef tahtasına konulan gasol’ün takas edilmesi olacak. bu olası hamlenin lakers’ın bugünkü sorunlarını aşıp, asıl belirlediği hedef önündeki rakiplerine karşı yaşadığı bütün sorunlara rağmen, barındırdığı yegane size avantajını da ortadan kaldırabilme ihtimalini göz ardı etmemek gerek. yine de bir şeylerin çalkalanması, bir kısa devre yapmak gerekiyor çünkü şu an gerçekten de felaketler. savunmada hiç uyum yok, lakers potasına gitmek için hızlı bir ilk adıma sahip olmak veya basit bir pick and roll yapmak artık daha sık işe yarıyor. kobe’nin el üstünden zor şutları ne kadar yüzdeli girerse girsin, ertesi pozisyonda bazen tek bir basit kat veya perdeyle kolay basketler yiyorlar.
yavaş yavaş ümidin kesilmeye başlandığı bir döneme girilse de, hiçbir şekilde gözardı edilmemesi gereken bir oyuncu grubuna sahip olan lakers’ın bir şekilde kapağı playoff’a atabilme ihtimali hala var. işlerin yoluna girmesi için lakers’ın şu anda asıl ihtiyacı olan reçete, kobe’nin 4 yıl önce o toplantıda yaptığı tespit çünkü mevcut reçete hastalığı gittikçe ilerletiyor.
Ne lazım?
ben su alayım.
ligin en iyi oyun kurucusuna, en atlet pota altı ikilisine, en formda benchine ve tecrübeli veteranlara sahip olan clippers’ta herkesin hayatından memnun olduğu söylenebilir. geçen sezon playofflarda, %100 sağlıklı olmayan chris paul’e ne kadar bağımlı olduklarını 7. maçta kazandıkları memphis serisinde ve daha sonra süpürüldükleri san antonio serilerinde görmüştük. bu sezon takıma yeni katılan veteranların da yardımıyla, chris paul’ün takıma bir nebze “balık tutmayı da” öğrettiğini söyleyebiliriz. öyle ki bu hafta paul’ün sakatlanarak kaçırdığı üç deplasman maçını da playoff potasındaki rakiplere karşı nispeten rahat kazandılar. kara listemdeki koçlardan biri olmasına rağmen şu ana dek ortaya konan harika performansta vinny del negro’ya pay vermemek biraz haksızlık olur ama ben hala onun playoff performansına ikna olmuş değilim, sanırım bu sezon sona erdiğinde kafalarda daha net bir hüküm olacak. yine de daha 1 yıl öncesine kadar soyunma odasını kaybettiği ve kovulabileceği yazılan bir koç olarak takımının, oklahoma city ile beraber ligin en iyi derecesine sahip olması ona kredi getiren bir başarı.
jamal crawford şu ana kadarki oyunuyla en iyi altıncı adam ödülünün en büyük adayı diyebiliriz, son çeyreklerde chris paul’ün yanında crawford gibi top kontrolü yüksek ve şutör bir oyuncuya sahip olmak çok önemli bir avantaj. bunun yanında bu sezon tekrar kendilerine gelmiş gibi gözüken matt barnes ve lamar odom gibi playoff tecrübesi bulunan iki veteran ile eric bledsoe gibi ligin belki de en iyi yedek oyun kurucusunu da hesaba kattığınızda clippers’ın daha derin bir takım haline geldiğini görebilirsiniz.
yine de eldeki dereceye aldanmamak ve clippers’ın geçen sezon playofflardaki istikrarsız görüntüsünü unutmamak lazım. ancak şu an clippers hakkında söylenebilecek tek şey size adres soran herhangi birine verdiğiniz cevapla hemen hemen aynı, “buradan böyle devam et..”
Ne lazım?
rebuilding bilen, esnek çalışma saatlerine uygun, prezentabl gm.
batının dibinde yer alan phoenix’in iyi-kötü bir playoff-altı rekabeti hayaliyle başladığı sezonun, fazlasıyla iyimser beklentilerinden çok uzak geçtiğini söyleyebiliriz. kötü hücum ediyorlar, berbat savunma yapıyorlar ve oynadıkları basketbol en az boş çakmaklarla dolu bir çekmece kadar sinir bozucu. o kadar kötüler ki, bir hareket getirmek, bir şeyleri değiştirmek adına sene sonunda zaten kontratı bitecek olan koç alvin gentry’i de kovdular.
sezonu gentry’nin asistanı lindsey hunter ile bitirecekler ve ilk koçluk deneyimini yaşayacak olan hunter’ın nasıl bir koç olduğu ve nasıl phoenix koçu olduğu hakkında sınırlı bilgi var. takıma 2 sene önce basketbolu bıraktıktan sonra scout olarak katılan ve benchin arkasında oturan hunter’ın, ligde 14 yıllık asistan koçluk tecrübesi olan elston turner ve yaklaşık 4 yıldır suns’ın yaz ligi takımının koçluğunu yapan, aynı zamanda bir suns ikonu olan bir diğer asistan dan majerle’nin nasıl önüne geçtiği bilinmiyor ve iki isim de muhtemelen hunter’ın asistanı olmayı kabul etmeyebilir. oyunculuğu döneminde savunmasıyla tanınan hunter’ın biraz daha savunmaya öncelik vermesi beklenebilir ama yine de şapkadan bugs bunny çıkartan bir oyun oynatmadığı sürece suns’ın başında kalabileceğine pek ihtimal vermiyorum.
dragic’ten geriye kalan dakikaları sebastian telfair’den ziyade hem daha iyi bir dağıtıcı olan hem de daha iyi bir takas malzemesi olan kendall marshall’ın cebine koymaları veya markieff morris’e kendisini kanıtlaması için daha fazla süre vermeleri phoenix’in belki daha fazla maç kazanmasını sağlamayacak ama en azından bu kötü dönemi kullanarak eldeki genç oyunculara güvenip güvenemeyeceklerine dair bir fikir edinebilirler. rebuilding sürecinde vazgeçilmez olmayan bütün parçaları, başta beasley olmak üzere, takas döneminde mutlaka kullanıp, en azından biten kontrat veya pick’e dönüştürmeyi denemeleri lazım. öte yandan yazın ön sıralardan bilet bulacakları 2013 draftına da şimdiden hazırlanmaları gerek ama phoenix suns yönetimi zamanı geldiğinde mutlaka yanlış tercihler yapmayı sever ve bu yüzden onların rebuilding sürecinin, izleyene böbrek taşı düşürmekten hallice bir süreç gibi geleceğini düşünmemek zor.
8 şubat 2012 - 19 aralık 2022, yazıhane