Skip to content

Ataköy’de Fodepar Zamanı

Dünya Salon Atletizm Şampiyonası geldi çattı, üç bilene sorduk.

1- 2012 Dünya Salon Atletizm Şampiyonası 9-11 Mart tarihlerinde İstanbul’da düzenlenecek. Yani bu haftasonu! Sizce Türkiye Halkı bu kadar önemli bir spor olayının Türkiye’de yapılacağının farkında mı? Hatta ne kadar önemli olduğunun farkında mı? Sizce ne kadar önemli?

Ozan Can Sülüm: Tesislerin yapımı gibi, tanıtım ve reklam da aşağı yukarı son ana kaldı gibi. İnsanlar burada salon atletizm şampiyonası yapılacağını bilse bile “salonda atletizm nedir” düşüncesiyle bakıyorlar tanıtımlara, şahit olduğum durumlardan biri bu. Ayrıca Londra 2012 öncesinde bu denli büyük bir organizasyonun ne kadar belirleyici olduğunun, büyük yıldızların buraya olimpiyatlardan bağımsız olarak ne kadar önem verdiğinin çok farkında değiller.

Olimpiyat döngüsü içine girmişken kim ne durumda, sezon açılışları sonrası atletizmde form grafikleri nasıl değişti, sezon boyunca neler göreceğiz sorusunun canlı bir temsili oynanacak karşımızda. Çok büyük bir keyif, çok çok büyük bir organizasyon.

Yücel Tuğan: Farkında olmasa da, şampiyona sırasında farkına varacaktır. Bir karşılaştırma yaparsak, geçen yıl sonundaki WTA Sezon Sonu Şampiyonası’nda da yerli-yabancı tenis dünyası içinden-dışından herkesi şaşırtan bir ilgi oluşmuştu, aynı şiddette olmasa da bir benzerini atletizm için de bekliyorum. Dünyanın en önemli yıldızlarından bir çoğu Türkiye’de olacak ve bu kadar ismi bir arada ülke sınırları içinde bir daha ne zaman görebiliriz belli değil. Bu şampiyona, sonucu gelecek yıl açıklanacak olan, 2020 Yaz Olimpiyatı ev sahipliği yarışında İstanbul’un elini güçlendirmesi açısından da çok önemli. Salonun yapımı ve hazır duruma getirilmesi konusunda pek çok olumsuzluk yaşandı ancak bu olumsuzluklar, şampiyona sırasında -tıpkı teniste olduğu gibi- seyircinin heyecanı ve isteği ile silinebilir. İyi bir Dünya Şampiyonası geçirmek, Olimpiyat’ın da İstanbul’a gelmesinin yolunu rahatlatabilir.

İsmail Şenol: Türk insanının sporu değil, rekabeti daha çok sevdiğini düşünüyorum. Ancak yine de Sinan Erdem Spor Salonu bize gösterdi ki, Ataköy çevresinde sporu seven insanlar var. Efes gibi seyirci kitlesi düşük bir takımın maçlarına bile iki-üç bin kemik seyirci geliyor. Bu yüzden tribünlerde insanlar olacaktır, fakat organizasyonun büyüklüğüyle doğru orantılı bir kampanya yok. Sevin ya da sevmeyin, TBF’nin çabalarıyla Dünya Basketbol Şampiyonası öncesinde yer yerinden oynamıştı –ki şunu kabul edelim, Dünya Salon Atletizm Şampiyonası bu gezegende Dünya Basketbol Şampiyonası’ndan daha çok takip edilen, haber üretilen bir yarışma.

2- Dünya atletizminin birçok önemli ismi İstanbul’a gelecek. Merakla izlemeyi beklediğiniz, görmekten heyecan duyacağınız yıldızlar ya da yıldız adayları var mı? Gelemeyenler arasında da en çok kimi burada canlı izlemek isterdiniz?

Ozan Can Sülüm: Erkekler gülle atmadaki 4’lü, hatta 5’li çekişme nefis olacak. Yine kadınlarda Ennis-Çernova pentatlon rekabeti büyük keyif.

Bunların dışında Mutaz Barşim’i izlemek için sabırsızlanıyorum. Yıllar yılı uğraşıp, spor akademilerinden bir dünya yıldızı potansiyelli atlet çıkardılar. Yine kötü bir sezon sonrası Londra’ya nasıl gideceğini merak ettiğim Jelimo, 5. kez üst üste şampiyon olmaya çalışacak Defar ve Almanların yeni yıldızı David Storl benim için ön plandaki isimler.

Onun dışında her sağlıklı erkek gibi Yelena İsinbayeva’yı merakla bekliyorum. Gelsin önümüzde atlasın, hayran hayran izleyelim.

Keşke gelse de izlesek dediğim kimse de yok. Aslında olmalıydı ama bunları da her zaman izlemiyoruz ya.

Yücel Tuğan: Öncelikle atletizmde bir Dünya Şampiyonasını İstanbul’da izlemek bile başlı başına keyif ve heyecan, onu diyeyim. Atletlere gelecek olursak, Degu 2011’in yıldızlarından Mo Farah, 2011’de Dünyanın En İyi Kadın Atleti seçilen Sally Pearson, Veronica Campbell-Brown, üç adım atlamanın Dünya Şampiyonu Christian Taylor, 19 yaşındaki Grenadalı yıldız Kirani James, Bernard Lagat, Sanya Richards-Ross, Liu Xiang, Yelena İsinbayeva, Jessica Ennis… Liste uzar gider. İnsan bedeninin yapabileceklerine sınır olan tüm bu isimleri görecek olmak büyük keyif.

Son anda sakatlığı sebebiyle çekilen Dayron Robles gelse, Liu Xiang ile 60 metre engellideki çekişmesi tadından yenmezdi. 800 metrede Abubaker Kaki varken, gözler David Rudisha’yı da arayacak tabi. Bir de Asafa Powell geldi gelecek derken ülke kotasına takıldı. Diğer atletlere haksızlık etmek istemem ama bireyselde ilk büyük şampiyona altınını İstanbul’da alsa fena mı olurdu.

İsmail Şenol: Kadınlarda Pamela Jelimo, Meseret Defar, Sally Pearson ve Yelena Isinbayeva’yı izlemek için sabırsızlanıyorum. Erkeklerde Dwain Chambers’ın dönüşü nasıl olmuş? Marcin Lewandowski’nin istikrarı sürecek mi? Mo Farah-Bernard Lagat rekabeti ne olacak? Liu Xiang hata yapmadan durabilecek mi? Will Claye hem uzun hem üç adım atlamayı kazanabilir mi? Abubaker Kaki ne kadar hızlı? Bunların hepsi güzel sorular ancak üç isim var ki, gerçekten heyecanlandırıyor. Mutaz Essa Barshim, Kirani James ve Mohamed Aman. Bence bundan 10 yıl sonra “Barshim, James ve Aman’ı izlemiştik” diyeceğiz.

3- Her zaman yerel heyecanın ayrı bir yeri vardır. Temsiliyet tabii ki önemlidir. Siz bu şampiyonada Türkiyeli atletlerden neler bekliyorsunuz? Devşirme yeni sporcularımız da yer alacak. Önemli Kenyalı genç yetenek olan Polat Kemboi Arıkan gibi mesela. Devşirme konusuna nasıl yaklaşıyorsunuz?

Ozan Can Sülüm: Hüseyin Atıcı’nın performansı önemli. 20.00’nin üzerine çıkmaya, belki de Türkiye rekorunu kırmaya çalışacak. Büyük bir hedefi yok tabii, ki olmamalı zaten henüz ama onun performansı nasıl olacak merak ediyorum. Yine Merve Aydın ve 16 yaşındaki Emel Dereli’yi özel bir heyecanla izleyeceğim. Ama tabii ki milli heyecanı bütün sporcularımız için duyacağım, benimkisi kişisel merak.

Devşirmeler konusu çok büyük tartışma olmuştur her zaman. Genç sporcuları bulup yetiştirmek, Elvan gibi Türkiye’de yetişip gelişimini sağlatmak yerine hazır sporculara vatandaşlık verilmesi durumu biraz rahatsız edici ve sporun ruhuna aykırı sanırım. B.A.E, Katar, Kuveyt gibi ülkeler de yıllarca hazır sporculara vatandaşlık verdiler, tesisleri onlara verdiler ama şimdi spor akademilerinden çıkan yıldız adayları onları daha çok heyecanlandırıyor. Tabii ki Polat ve İlham’ı keyifle izleyeceğimi orası ayrı.

Yücel Tuğan: Atletizm kültürünün bu coğrafyada yayılması için Türkiyeli atletlerin başarıları önemli. Nasıl Nevin Yanıt Avrupa Şampiyonu olduğunda bir anda bakışlar atletizme çevrildiyse, böyle bir etki gerekli. Ancak Kenya kökenli Türkiyeli İlham Tanui Özbilen ve Güney Afrika kökenli Karin Melis Mey dışında madalyaya yakın isim pek görünmüyor. Bununla beraber atletlerimizin Avrupa Şampiyonası ve Olimpiyat yaklaşırken, kendi derecelerini geliştirmeleri ve finale kalmaları da başarı. 1500 metrede yarışacak olan İlham, salonda yılın en iyi 10 derecesinden 3’üne sahip, ve en iyi dördüncü derecede kendisinde. Yani podyum için en büyük aday. Karin derecelerini geliştirse de, şampiyonluk için çekişmesi beklenen Darya Klişina ve Brittney Reese’in hala çok uzağında. Ama finale kalırsa her şey olabilir.

Sözü geçen iki isim de başka diyarlarda yetişti. Formayı giydikten sonra o atleti izlerken, diğer milli sporculara kıyasla hissiyat değişmiyor. Tabii ki bu şekilde bir başarı hedefi, çıkarcı ve kolaycı bir yaklaşım. Ancak işin şu tarafı da var, bu üst düzey atletlerin ülkede yer alması ve başarılar kazanması, alttan yetişecek gençlerin daha istekli ve sağlıklı ilerlemesine katkı da sağlıyor. Önümüzde Elvan ve Alemitu örnekleri var. Eğer atletizm kültürü köklü olmayan ve bunu yeni yeni oluşturmaya çalışan bir ülkede, bu tür devşirme yöntemi sadece başarı için değil, bu şekilde bir kültür oluşturmak için de kullanılıyorsa (ki yöneticilerin çoğunun böyle düşündüğünü sanmıyorum) kabulümdür, ve yararlıdır. Ancak bir yerde sona ermeli ve alışkanlık haline gelmemesi lazım.

İsmail Şenol: “Devşirme” sporcuların ülke sporuna katkısı önemli. Yani sadece ülke adına yarışmaları değil, yanlarında birkaç yerel sporcuyu da geliştirebilmeleri halinde buraya daha büyük faydaları dokunacaktır. Onun haricinde eğer yarışmanın bir kuralı varsa ve bu kural sporcuların ülkelere göre ayrılmasını gerektiriyorsa devşirme işi hile gibi geliyor. Ancak Elvan gibi ülkeye çok küçük yaşta gelip, hayatını burada kurmayı tercih etmiş, burada yetişen bir insanın da Türkiye adına yarışmasına karşı çıkacak bir bakış açısı değil bu.

4- Rekabet her zaman mühimdir. Bu şampiyonada hangi dallarda daha büyük bir çekişme bekliyorsunuz? Heyecan uyuşmasını hangi dalı izlerken hissedeceğiz? Mesela Dünya Rekoru gelecek mi herhangi bir branşta, adaylarınızı alalım.

Ozan Can Sülüm: Erkekler gülle atmada müthiş bir çekişme olacağını düşünüyorum. Sezon için Majewski Cantwell’ı, Cantwell Storl’u, Storl Majewski’yi Hoffa tüm ABD’li gülleciler yendi (sonra hepsi uşağa). Yine ne olacağı belli olmaz burada. Yine erkeklerde 800 metrede de 2-3 aday çok güzel bir yarış izletebilir. Kitşot favori tabii.

Kadınlarda yüksek atlamada Lowe-Hellabaut-Çiçerova çekişmesi ve 400’da Stambolova-Richards kapışması heyecan verici görünüyor.

Şüphesiz klasik kapışmalar, ki aşağıda da kafa kafaya getirdik hepsini, herkes için dikkatle izlenesi eşleşmeler olacak.

Yücel Tuğan: Erkeklerde, gülle atma rekabet açısında çok vaatkar. Bu dalın geleceği gözüyle bakılan David Storl, yükselen formuyla Dünya Şampiyonluğunu salonda da ilan edebilir. Tabi tecrübeli ABD’liler Reese Hoffa, Christian Cantwell ve Ryan Whiting’i geçerse, Tomasz Majewski de pusuda. Ne olup bittiğini anlamadan sona eren 60 metre, bu özelliğiyle pek çok kişiye açık: Nesta Carter, Lerone Clarke, Justin Gatlin, Trell Kimmons ve Dwain Chambers. Geçen sene Degu’da 5000’de çekişen Mo Farah ve Bernard Lagat’ın 3000’deki çekişmesi kaçmaz.

Kadınlarda ise, 60 metrede dünya gözüyle Veronica Campbell-Brown’ı görmek hoş olacak. Bu yılın en iyi üç derecesini kaydeden Tianna Madison unvanı Campbell-Brown’dan alabilecek mi? Görücez. Uzun atlamada Dünya Şampiyonu Brittney Reese ve Darya Klişina çekişmesi de merakla beklediklerimden. Pentatlonda da Jessica Ennis ile Tatyana Çernova ikilisi hayranlıkla izlenecek bir mücadele ortaya koyacak gibi.

IAAF Dünya rekoru kırana 50 bin dolar verecek. Bu da ayrı bir motivasyon. Hata yapmazsa kendisi ile çekişecek olan Yelena Isinbayeva zaten bir-bir artırdığı Dünya Rekorunu daha yeni kırmış olarak geldi ve 31. rekor İstanbul’da gelebilir. Sally Pearson kariyerinde üçüncü kez salonda yarışması rekor kıramayacağı manasına gelmiyor. Jessica Ennis ve Anna Çiçerova da diğer adaylar.

İsmail Şenol: Ben nefesimi tuttum, Mo Farah-Bernard Lagat’ı bekliyorum. Onun haricinde erkeklerde 60 metre ilginç olacak. Dwain Chambers, Lerone Clarke, Nesta Carter, Trell Kimmons, Justin Gatlin’den hangisi şampiyon olsa şaşırmam. Kadınlarda 400 metre ve yüksek atlamayı merakla bekliyorum.

Sadece Isinbayeva dünya rekoru kıracaktır. Onun haricinde rekor performansı beklemiyorum.

5- Sizce hangisi kazanacak?

Ozan Can Sülüm:

3000 m – Bernard Lagat vs. Mo Farah: Bence ortada bir eşleşme. Farah Birmingham’da 7.37 koştu, ki üzerinden sadece 2 hafta geçti aşağı yukarı. Bildiğim kadarıyla keyfi de yerinde. Moralli. Lagat New York’ta 1 ay önce 5000 koştu bildiğim kadarıyla ama 1 ay formu taşımak için uzun bir süre atletizmde. Mo Farah bir adım önde sanki.

Sırıkla Yüksek Atlama – Renaud Lavillenie vs. Malte Mohr: Renaud Lavillenie Nevers’ta 5.93 atlamış en son. Malte Mohr ise ondan sadece bir hafta sonra 5.87 ile cevap vermiş. Aynı kuşağın sporcuları, uzun süredir devam eden bir rekabet, yine ortada bir eşleşme.

Pentatlon – Jessica Ennis vs. Tatyana Chernova: Jessica Ennis daha formda geliyor.

Uzun Atlama – Darya Klishina vs. Britney Reese: İkisinin de sezon dereceleri aynı sanırım. Sadece 2 hafta ara var. Form grafikleri aynı, bu da ortada ama ben Reese diyorum.

Sırıkla Yüksek Atlama – Yelena Isınbayeva vs. Diğerleri: Yelena İsinbayeva.

Gülle Atma – Reese Hoffa vs. David Storl vs. Christian Cantwell: Bence Tomasz Majewski. Neden bilmiyorum içime öyle doğuyor. Gerçi son bir aydır ortalıkta yok ama ben yine de kazanabileceğini düşünüyorum nedense.

60 metre – Justin Gatlin vs. Dwain Chambers vs. Nesta Carter: Nesta Carter kazanır.

Yüksek Atlama – Anna Chicherova vs. Tia Hellebaut vs. Chaunte Lowe: Tamamen ortada. Üçü de kazanabilir.

Yüksek Atlama – Ivan Ukhov vs. Jesse Williams vs. Andrei Silnov vs. Muttaz Barshim: Gönlüm Mutaz Barşim’den yana. 2.40 üstü, hatta rekor bile deneyebileceği söyleniyor. Denese de keyifle izlesek.

Yücel Tuğan:

3000 m – Bernard Lagat vs. Mo Farah: Mo Farah kazanır.

Sırıkla Yüksek Atlama – Renaud Lavillenie vs. Malte Mohr: Renaud Lavillenie

Pentatlon – Jessica Ennis vs. Tatyana Chernova: Zor bir seçim ama Jessica Ennis diyelim.

Uzun Atlama – Darya Klishina vs. Britney Reese: Darya Klişina

Sırıkla Yüksek Atlama – Yelena Isınbayeva vs. Diğerleri: Hata gelmezse sürpriz yok, İsinbayeva.

Gülle Atma – Reese Hoffa vs. David Storl vs. Christian Cantwell: Öngörülemez rekabet, Christian Cantwell diyorum.

60 metre – Justin Gatlin vs. Dwain Chambers vs. Nesta Carter: Burada İsim vermek kumar gibi, ben Jamaikalıların salonda ilk Dünya Şampiyonluğu için Nesta Carter diyorum.

Yüksek Atlama – Anna Chicherova vs. Tia Hellebaut vs. Chaunte Lowe: Anna Çiçerova

Yüksek Atlama – Ivan Ukhov vs. Jesse Williams vs. Andrei Silnov vs. Muttaz Barshim: Muttaz Barşim alsın.

İsmail Şenol:

3000 m – Bernard Lagat vs. Mo Farah: Mo Farah.

Sırıkla Yüksek Atlama – Renaud Lavillenie vs. Malte Mohr: Bjorn Otto :)

Pentatlon – Jessica Ennis vs. Tatyana Chernova: Jessica Ennis.

Uzun Atlama – Darya Klishina vs. Britney Reese: Britney Reese.

Sırıkla Yüksek Atlama – Yelena Isınbayeva vs. Diğerleri: Canım benim ya, Isinbayeva.

Gülle Atma – Reese Hoffa vs. David Storl vs. Christian Cantwell: Çok çok zor bir seçim ama Reese Hoffa alacaktır.

60 metre – Justin Gatlin vs. Dwain Chambers vs. Nesta Carter: Justin Gatlin bu sene çok iyi dereceler yaptı. O kazanacaktır.

Yüksek Atlama – Anna Chicherova vs. Tia Hellebaut vs. Chaunte Lowe: Anna Çiçerova

Yüksek Atlama – Ivan Ukhov vs. Jesse Williams vs. Andrei Silnov vs. Muttaz Barshim: Ailenin çocuğu gibi seviyorum kendisini, Mutaz Barshim alsın!