Skip to content

Eylül 27, 2018

Ligue 1 Notları S02E06-07

  • Beyler sakin ya. 4 günde 8 kırmızı kart çıktı. Lig sıkıcı diyenlere çift dalın, birbirinize değil.

Eğleniyor muyuz gençler?

  • Önce deplasmanda Rennes, sonra içeride Reims. Bunlar PSG için maç değil deniyor, doğrudur. Kimse Monaco’nun yaptığı gibi bir şey beklemesin demiştim ilk yazıda, Tuchel’in bocalaması halinde bile PSG’nin “çok rahat” şampiyon olmaması mümkün değildi zaten. Şimdi bununla beraber PSG gol yiyor. Sürekli bi deneme var Tuchel’de. Sağ-sol beklerin sürekli gençlere verildiğini görüyoruz, Bernat’ın çok geç gelişi sol tarafın aksamasını sağlıyor ve Meunier neredeyse artık bir hücum opsiyonuna dönüştü. Bence en büyük ilüzyon şu, biz her yerde, herkese atarız ve maçı alırız düşüncesine boğuldu PSG. Aha işte, Reims atıyor, sonra 0-1’lik skor 4-1 oluyor. Ama Liverpool’a atıyorsun 2 tane, yine de yeniliyorsun. Bilmiyorum bu orta sahayla nasıl olacak. Verratti’nin temposu da düşer, bi yerde sakatlanır da, sorun yaşanır yani. Hadi Marquinhos’u ön liberomsu yaptın, Verratti görevini kime verebileceksin? Lig şampiyonu PSG şimdiden. 7’de 7, ikinci Lyon lidere 8 puan, 19. Nantes’a 5 puan uzakta daha yedinci haftadan. Ama olay o değil, büyük düşünün, di mi? 61/62 Monaco’don sonraki ilk 7’de 7 bu arada. 

“Sana Demedim Mi? – Mansur Ark”

  • Dedi. Jardim dedi ki, “Beyler sat sat sat olmaz, bu kadar gençlere kalibre düşeriz, lütfen doğru düzgün topçu alın.” Almadılar. Ocak’a kadar da almayacaklar. Ocak’a Monaco’nun elinde bir şey kalır mı, onu bilmiyorum. Nimes maçını anlarım. Çünkü Monaco hiçbir zaman bir iç saha takımı olmadı, Jardim’in anlayışı kontraya kontra olmaya devam etti yıllardır. Ama ev baskısı kurmasalar bile çok güzel geçiş setleri vardı, bitirenler ya da en azından getirenler hakikaten büyük oyunculardı. Şimdi ne var? Falcao’ya iyi pozisyon hazırlayamayan bir Monaco’nun gol atma şansı yok. Savunma hiçbir zaman önemli olmadı ama, öndeki kanatlar koşmak dışında bir şeyler yapabiliyorlardı. Silva buradayken içe kat edip savunmanın dengesini mahvediyordu, sonra Lopes onu yapmaya başladı. Lemar bir 10 numaradan kanata dönüşmüştü, şut, orta, zeka tehdidi vardı. Şimdi 18-20 yaşında çocuklar var, koşuyorlar. Karşıda Angers gib ayı savunma varken istedikleri kadar koşabilirler. 8 sene sonra ilk kez isabetli şut çekemediler. Jardim kaçıp kurtulmalı da, giderse Monaco düşer mi, o enteresan soru.
  • Marsilya önce Lyon’a yenildi, ki hala büyük maçta problem çekmeye devam ediyorlar, sonra Strazburg’a karşı felaket bir savunma performansıyla son dakikalarda puan kaybedecekken Germain tarafından kurtarıldılar. Şu ana kadar oynadıkları 8 resmi maçta 15 gol yediler. Stoperler sürekli değişiyor. Rotasyonda Kamara, Rami, Caleta-Car ve Gustavo dönüyor, ki bunların ikisi genç, biri ölü, diğeri de stoper olmayan bir stoper, Rolando ve Abdennour kenarda. Olabilir, stoperlerin sorunu değildir, hadi takım sıkıntılıdır dersin, e bireysel bakıyorsun ayıptır söylemesi VIP’deki Pamela Anderson’a bakarken top kaptırıyor ya Rami. Bu kadar yatırıma şu komedinin alemi yok bence. Thauvin ve Payet durduğu an ilk 4’ün de dışına atarlar valla adamı. Söyleyeyim ben.
  • Şöyle Lyon’a bi bakalım; domine ettikleri maçta Nice’e içeride yenildiler. 9 kişi Caen’le 2-2 berabere kaldılar, dört gün sonra deplasmanda City’yi yendiler. Marsilya’ya 4 attılar, Dijon’a yarım saatte 3 atıp aktif dinlendiler. Şimdi bu takım son maçında Memphis ve Fekir’i oynatmadı ki, orada bi potansiyel 100 milyon euro var. Onlar olmadan Dembele’nin takıma ısınmasıyla akarak gidiyolar rakip kaleye ama, son iki maç için şunu söyleyeyim, Lyon kalesine 39 şut çekildi. Şimdi Tousart ve Ndombele’yi överiz ederiz de, her akını çat diye stoperlerin kucağına bırakırsanız da biraz sıkıntı var. Lyon’un oyunu evet Liverpool’a benziyor ancak şöyle bir sorun var; Klopp’un ilk yıllarındaki Liverpool’a benziyor. Henüz savunma güvenliğiyle o City’yi boğan ilk 25 dakikayı nasıl dengeleyeceklerini bilmiyorlar ve bu bir sorun. Diyeceksiniz ki Genesio kaç yıldır burada ya halletsin bi zahmet, o zaman da diyeceğim ki böyle bi oyuncu sirkülasyonu yok Liverpool’un. Neyse, Dembele güzel oldu.

  • Dante Montpellier’ye 1-0 yenilince soyunma odasında Balotelli’ye, millete söylenmeyi bırak da top oyna demiş. Şimdi esas olması gereken şu, biliyosunuz Arsenal soyunma odasında Vieira çıkarıp Anelka’nın suratına vurmuştu. Balotelli’ye onu yapacaksın esas. Yaz boyu Nice’i delirtti oraya gidicem buraya gidicem diye, kimse almadı. Suçu Raiola’ya attı, yemediler. 3 resmi maç oynadı şu ana kadar, 2 sarı kart gördü, %75 pas başarısı, 1 hava topu kazanma, 8 faul, 0.5 top çalma. Bu adam pahalı bir adam ve bunun yüzünden Nice transfer yapamıyor adam akıllı. Balotelli yeniden kariyerini borçlu olduğu Nice’e bu muameleyi reva görüyosa, 20 yaşındayken altpasta durup dururken topukla topu dışarı atan gerizekalı asla değişmemiş demektir. Kendi bilir.
  • Hatem Ben Arfa 596 gün sonra 11’de maça başladı. Onun ve Emery’nin inadı iki yıla mal oldu neredeyse. Büyük salaklık. Ama yeniden görmek güzel.
  • Montpellier ve St. Etienne’in varlıkları üst tarafı karıştırmaya başladı. Yenilmiyorlar. St. Etienne atıyor ve akıyor, Montpellier tamam hiç sevmiyorum ama Der Zakarian’la gerçekten taş gibi bi halde. Aynı geçen seneki Ranieri Nantes’ı gibi anlamsız bir şekilde öğütüyorlar ki bu da geçen sene gösterdi, Avrupa için yeterli olabilir bir durum bu.
  • Lille Bordo’yu yense 16 puan. Yine oyunu kazandılar, ancak 16 şutun 7’sini kurtaran Costil’i geçemediler. Briand’a şişirelim diye oynayan Bordo’yu yenmek çok mümkündü bu oyunla ancak esas güzel olan şey, sezon başından beri uçan kaçan Pepe ve Bamba sayesinde oynuyorlar düşüncesinin dışına çıkabilmiş olmalarıydı. İkone ve Toure’nin ön plana çıktığı bir oyunda %68’le topla oynatıp 16 şut çekmek 1-0 kaybetseler de ileride kazandırır. Sana helal olsun Christophe Galtier be.
  • Kombouare hoca 1 puan aldı. Coco demiş ki, biz her türlü hocamızın arkasındayız, adam gibi adamdır. Bravo Coco. Şimdi biraz top oynayın :/
  • Yarınki St. Etienne – Monaco maçında Monaco galibiyeti bekliyorum, 5-6 kişi kesik yiyecek deniyor. Yalnız haftanın maçı olan Pazar 22 maçı gerçekten muazzam olacak. Lille zaten çok iyi de, Marsilya’nın dramasever hali bu maçı saçma sapan bi hale dönüştürebilir. Hadi bakalım.

Eylül 18, 2018

Ligue 1 Notları S02E05

  • Caen – Lyon maçını böyle izlemişler. Hangimiz sevmedik, çılgınlar gibi? Lyon sezona harika girdi, Fekir’siz oynıyor olmalarına rağmen hem de ama ciddi bir saçmalık dönemine girdiler. Mariano’nun gidişi ve son anda Dembele’nin gelişiyle bi süredir gerçek bir forvetle oynamayan ön taraf bi anda feleğini şaştı. Denayer’in gelişi iyi sonuç verse de orta saha düştü bu sefer. Yani bi taşı çektiler, jenga çöktü gibi bi şeyler oldu. Fakat zamanla oturacaklar, eminim. Ndombele kendi yarı sahasında 4 top kaybı yapmış. Geldiğinden beri en kötü performansı olabilir. Toparlan çabuk hocam.
  • Patrick Vieira’yı Lyon öldürebilirdi, öldürmeyen şey güçlendirdi. Lyon maçında da aynı anlayış vardı, ver Saint-Maximin’e, arkadan ötekiler gelsin yetişsin, kontrayı tamamlamadan gelmeyin. 7 tane başarılı dripling ama daha önemlisi Lyon’dan gelen Maolida’yla anlaşmaları bayağı dikkat çekiyor. Maolida biraz erken gelse şu Balotelli ağlaklığına sebep kalmayacaktı. Neyse, Nice’in kadrosu yine de tek yönlü. Hız içeriyorlar, başka bi şey yok. İte kaka kazanmaktan başka bir şeyler yapabilmeleri lazım. Durun bakalım.
  • Ya esas Tuchel bu Cavani’ye naptı? Cavani dediğin adam %20’lik pozisyonu gole çevirme yüzdesiyle oynayıp 30 atan bi adamdı. Adam sezon başından beri 3 şutta 3 golle oynuyor. Korkutucu bi şey bu yani. Bunun yanında Mbappe’nin kart cezası sebebiyle Draxler oynadı, bayağı da sağlam oynadı. Maçın oyuncusu oldu, şık gol attı, durun dedi, yapmayın, ben de iyi oyuncuyum, satmayın dedi. Bi işe yarar mı? Bence hayır. Öndeki üçlü sabit, Draxler anca kart cezası veya sakatlıkta oynar. Ne olursa olsun gitmek zorunda. Hatta Arsenal diye bi takım varmış orada bayağı ihtiyaç var diyolar…
  • Valla Lille’de herkesi överiz, Zeki’yi de ayrı bi överiz çünkü ikinci kez haftanın 11’ine girdi de, Mike Maignan nihayet potansiyelini gösteriyor. Son 10 penaltıdan 4’ünü kurtarmış, diğer üçünü de dışarıya atmışlar. 10 penaltıda 3  gol yemek de çok acayip bi şey. Mike Maignan yapınca bi şey yok, La Liga’da Alves yapınca OOOooooaaaaoo. Lütfen. Lille gereğinden fazla heyecan vermeye başladı. Amiens ligin en güçlü takımı değil kabul, ancak Lille’in atak bitirme özeni ve kanat kullanımı çok acayip. Böyle giderse Pepe’yi de devre arası alacaklar. İyi foto koyuyorum aşağı, keyiflenin.

  • Umut Bozok bir gol bir asist. Hele şükür valla ya. Maç gerçekten taktiksel açıdan felaket. Alan uzun vurdu, çizgiye inen içeri salladı falan. 65 kafa topu olmuş maçta. Bu nası bi sayı valla anlamadım. Bordeaux yönetimi teknik direktör olayına müdahale etmezse Bordo maçları acayip eğlenceli geçecek, bunu her şekilde görmek mümkün. Ancak esas keyif Nimes’te. İki hafta önce teşekkür etmiştim kendilerine, oynadıkları 5 maçta 24 gol oldu. Bi de her şeyleri var yani. Frikikçi, atlet kanat, ayı stoper, bizim milli takımda oynayan oyuncu falan… Ha gerçi Lucescu falan görmüyor henüz. U21’de de sonradan oyuna giriyor, bazen alınmıyor Umut. Hani haberiniz olsun, yarın öbürgün Fransa’yı falan seçerse..
  • Leonardo Jardim’in eli kolu bağlıymış, sonradan fark ettim. Yani Monaco öyle bi çaptan düştü ki, kim sakat kim değil 11’i görüp “Bu nasıl 11 lan” deyince farkına vardım 50 kişinin sakat olduğunu. Ait Bennasser oluyor, onu iyi oynarken görmek güzel. Tielemans da aynı şekilde, ki geçen sene kocaman bi çöptü performansı. Yalnız tabii şu var, Jardim’in son üç sezondaki başarısı golle geldi. Ön taraf yeterince gol atmadığında taktiği, enerjisi, atletizmi falan çöp olur bu takımın. Adama Diakhaby’ye falan bile gol attıran bu taktiğin ön taraftaki oyuncunun skoruna ihtiyacı var. Bu maça iki tane  18’lik oyuncuyla çıktılar. Ha şimdi diyeceksiniz ki ötekiler sanki 30 yaşında, e değil. Ama A takımda ilk maçını oynayan adamlarla maç kazanmak, hele ki durum iyi değilken büyük zorluk. 5 maçta 1 galibiyet Monaco’dan ve en zor maç da içerideki Marsilya maçıydı. 3 sezon önceymiş ilk 6 maçta 2 galibiyet aldıkları kötü dönem. O sezonu da üçüncü bitirdiler. Heyecana mahal yok şimdilik.
  • Marsilya maçının özetini buraya koyuyorum. İçim kaldırmadı Kombouare hocamın paramparça edilişini. Yazamayacağım.
  • Avrupa maçları için diyorum ki; PSG kazanamaz, Monaco yenilir, Lyon’a geçmiş olsun, Marsilya rahat alır, Rennes tokat atar, Bordo taraftarına kolaylıklar…

Eylül 3, 2018

Ligue 1 Notları S02E04

  • Burada Genesio ailesine küfreden bir Lyon taraftarını kovalıyor denmiş ama görüntülere dikkat ederseniz 9 kurtarış yaparak Lyon’u mahveden Nice kalecisi Walter Benitez’i şeyapıyor. 29 şut, gol yok. 2011 yılında St. Etienne deplasmanında PSG 30 şut atmış, gol atamamış. O da Ruffier’nin hayvanlığı. O dönemden beri böyle bir istatistik yok. Ben rencide olabilir Vieira demiştim ama Benitez ve Saint-Maximin götürmüş işi. İki üç kontra, sinir bozan bir kaleci performansı ve Lyon’un beceriksizliği. Şimdi Dembele geldi, bitiricilik konusunda Lyon’un en iyisi olacak kağıt üstünde ama şu istatistikleri bir şeye çevirmesi gerekiyor bir şekilde Lyon’un. Öyle 100 tane vurayım ama gol olmasın falan…

                                                      “Neymar kendisiyle dalga geçen Nimes taraftarına ağlayın ağlayın diyor.”

  • Şimdi bir şeyi karıştırmayalım, bu adam karakteri rezalet bir adam. İğrenç. Fakat bu adam hayvan gibi bi yetenek. Durmuyo, rencide eder adamı. Böyle maytap geçebileceği bir yere pankartı asıp mehehe yaparsanız atar 39 kişiye çalımı, atar golünü gelir rezil eder. Öncelikle sizi mantığa davet ediyorum Nimes taraftarı. Şimdi 4’te 4, ötekiler de iyi değil, geçti bitti PSG şampiyon falan diyebiliriz, hakkımız da vardır. Fakat daha önce de söylediğim bu savunma kırılganlığı Tuchel’in Dortmund’unda da vardı. 10 dakikada 2 gol yediler, pat 2-2 oldu. N’Soki’yi 10 dakikada harcamış Sada Thioub. İki gol de oradan. Şimdi bununla beraber şu var, Di Maria kornerden atıyor, Mbappe kafasının üstünden geleni çat indirip yarı vole atıyor, Cavani Ligue 1’da karşılaştığı 30. takıma da gol atmış oldu falan filan… Evet, bunlar Ligue 1’da rahat şampiyonluk demek de, 10 dakikada Nimes’den 2 gol yiyen takım Şampiyonlar Ligi’nde bunu çevirebilir mi? Tuchel’e onu soralım. Nimes’e teşekkürler, 4 maç, atılan 9, yenen 9. İşte Ligue 1 bu. (Değil)
  • Her yıl bir kez olan doğa olayı, Nantes’ın deplasmanda 3+ atması durumu gerçekleşti bu hafta.
  • Clement Grenier son 12 Ligue 1 maçında 10 gol katkısı yapmış oldu. Rennes’i iyi oynarken görmek güzel, çünkü en sağlam taraftarlardan birine sahipler. Kuzeyli takımların en azından içerideki maçlarda rakiplerini boğduğunu görmek hoşuma gidiyor. Benjamin Andre de öttürüyor valla. Ha bu arada, Bordo’yu da allah kurtarsın artık.
  • Nolan Roux, abi, n’apıyon. Kombouare hocam 4 maçta 58 şut çekip, 4 gol atıp 0 puan alabildi. Hocam :(
  • Haftanın hayvani sürprizi tabii Nice de, Amiens’ın 1-0’lık galibiyeti, Dijon’un 3’te 3’le gidip evinde Caen’e kaybetmesi ve St. Etienne’in 0-0 berab… Yok hayır St. Etienne’in 0-0’ı haber değil pardon.
  • Michel der Zakarian Montpellier’ye şampiyon oldukları sezondan sonra ilk kez 4 maçta 7 puan aldırdı. Ama ben hala onun hakkında konuşmak istemiyorum. Not: Takım  4 gol attı, 4 gole 6 oyuncu gol-asist katkısı yaptı, 6 oyuncunun sadece 1’i ön alan oyuncusu, o da asist yapan Delort. 
  • Ne dedi Jardim, öyle boyuna satarak bi şey olamayız, arada doğru düzgün kariyere sahip, tecrübeli oyuncular alarak seviyemizi korumalıyız. Ne yaptınız sevgili Rybolovlev? Tamam scoutlar sayesinde yardırıp parlatıp satma taktiği kötü bir şey değil, kabul ama sen sadece 3 takımı olan ve Şampiyonlar Ligi’ne gitmesi garanti olan bir Portekiz Ligi takımı değilsin ki abi. Marsilya’yı alır bi Amerikalı, basar transferi, sonra gelir sana basar. İstatistikler Marsilya tarafından. Payet 5 büyük ligdeki 100. asistini yaptı. Payet 2018’deki 11. asistini yaptı. Adil Rami de 4 haftada 4. kez direkt gole sebebiyet veren bi hata yapmış oldu. Dikkatini dağıtan bi şey mi var özel hayatında nedir yani… Neyse Monaco diyorum. Marsilya artık kağıt üstünde daha iyi bir kadroya sahip, sen onlara karşı 18’de 13 u23 oyuncuyla çıkıyorsun, maçı kurtarsın diye Mboula ve Pellegri oyuna giriyor, ikisinin A takım maçı 12. Evet bunlar sapık potansiyeller de, bir maç atar, öteki maçta maça ısınana kadar yenilirsin abi. Ben bu kadar kontrolsüz gençleşmeyi anlayabilmiş değilim gerçekten. Şimdi bi tarafta Payet 100. asistini yapıyo, Thauvin 2018’deki 17. golünü atıyo ki Messi ve Ronaldo’dan sonra takvim yılında en fazla gol atan üçüncü oyuncu olmuş beş büyük ligde, sen 5 sene sonra 100 kağıda satma planıyla aldığın oyuncuyu sahaya sürüyorsun. Olmaz. Ben Monaco’nun patlayacağını düşünmüyorum, ilk 3 savaşı devam eder de, bu kadar değişen bir takıma, hele ki genç takıma daha fazla zaman lazım. Umarım Jardim eeeh lan deyip bırakmaz.
  • Milli arada milli takımı değerlendirmeyeceğim. Ama Döşam hocam daha neyin Adil Rami’sini seçiyosun allahaşkına ya.

Ağustos 27, 2018

Ligue 1 Notları S02E03

                                                                   “Kim getirdi lan beni buraya?”

  • Diyordur ki ne güzel maçtan çıkıp sosisli-bira yapıyodum, tertemiz işime karışan görüşen yok, New York’ta… Abi büyük topa girdin. Pamuk ipliğine bağlı bir takımda, ipliğin bi ucunda takım, öteki ucunda Balotelli vardı iki senedir, ortada da Seri. Seri ipliği bir arada tutuyordu, Favre de Seri ipliği tutsun diye onu tutuyordu. Olay bu. Şimdi tabii görmeniz lazım ben anlatınca olmadı. Diyeceğim şu, Seri ve Le Marchand gider, teknik direktör takımı olan Nice’ten teknik direktörü alırsanız, bi de üstüne Balotelli işini tamamen Mino Raiola denen ayıya bırakırsanız, Patrick Vieira’nın da yapabileceği sınırlı. Gerçi gene de Dijon’dan içeride 4 yemek büyük çaba ister. Her şeyden önce Dante bitmiş sanırım. Komik bi savunma yaptılar maç boyu. Sıfır konsantrasyon, sıfır organizasyon ve bol komedi. Bununla beraber geçen hafta Rosier, bu hafta Haddadi Dijon bekleriyle yaldır yaldır geliyor. Onun dışında “Baby Neymar” denen Jules Keita üçüncü maçında da oyuna sonradan girdi, iki gol üç asiste ulaştı. Saçmalamazsa yine bir Premier League kanadı izledik yani. Balotelli, forvet, hücum falan diyordum. Nice’e komple bir sezon başı lazım. Hiçbir şey yapmamışlar.

                                                                                        “Cuma pazarı – Bertrand Traore”

  • Bu golün öncesi var tabii. Şimdi geçen hafta ön taraf ne kadar kötüyse, bu hafta ön taraf, özellikle Terrier’in de iyi oynamasıyla üst kalite oldu. Olay basit, Lyon’un hücumcularına ayak uydurabilecek hızda bir savunma bulmak mümkün değil. Bunu Traore’nin golünde 15 saniyede kendi korner bayrağından gole giderken sadece 5 pas yaparak gösterdiler zaten. Hafta içi Denayer geldi. Marcelo-Denayer ikilisi bence muhteşem duruyor kağıt üzerinde ve eğer Mariano gitmezse Lyon bu sezon her mevki için yeterli adamla sezonu götürecek. Bu arada Ferland Mendy, 3 maçta 12 başarılı dripling. Maç başı 4. Yani Neymar’ın ortalaması 2.7. Sen nesin yiğidim.
  • PSG demişken, abiler geldi, altyapılar kenara çekildi. Angers’de Stephan Moulin ön tarafa Jeff Reine-Adelaide’i koydu ve maçı oynamadan kaybetti zaten ama, Tuchel’in kafasındaki 3’lü savunma ve üçlüden dolayı ön tarafta Neymar 10 numara, Mbappe-Cavani forvet sistemi ilk kez görücüye çıktı, o enteresandı. PSG üçlüye geçince acayip önde karşılıyor, Silva’nın sağında ve solunda Kimpembe-Kehrer olunca da bu öne çıkma işi rahat yapılıyor. Bununla birlikte sağda Meunier gibi bekten bozma kanat, solda da öne gidecek Di Maria’yla arkasında solak – bek oynayabilecek en azından – Kimpembe’nin varlığı Emre Özcan’ın sevdiği “Kaymalı Üçlü”yü beraberinde getiriyor. Hele ki kapılan toplarla çat diye ceza sahasına giden bi PSG ne Blanc zamanında vardı ne de Emery. O açından bunu izlemek değişikmiş. Ha ama dediğim gibi, Angers maça 2-0 geride başladı kadrosuyla zaten. Cavani de ilk şutunda gol attı bu sezon. Hayırdır sen ya? Önce bi altıpastan falan kaçırmayacak mısın?
  • Jonathan Bamba iki gol, Nicholas Pepe iki asist. Lille 3 – 0 Guingamp. Zeki de zerre sırıtmıyor. Lille izleyin ya.
  • Nantes – Caen maçında 64 hava topu mücadelesi olmuş. 22 Quaresma’yla mı oynadınız naptınız ya?
  • Umut Bozok maalesef 11’deki yerini kaybetti ama bunun onunla alakası yok, hoca yakında anlayacaktır.
  • Monaco bitmiş. Tek güzel olay 17 yaşındaki Pellegri’nin oyuna girdikten 4 dakika sonra gol atması. Okutursunuz bunu da 50’ye. Eminönü esnafları sizi. Bordeaux’yu konuşalım. Poyet’in delirmesinden sonra Henry’nin başa geçeceğini söylüyorlar ama patronlar 2 milyon euro’luk maaş isteğini geri çevirmiş gelen habere göre. Ulan Henry’yi alıyosunuz, adam Sky’da yorumcuyken iki katını kazanıyodu, ne isteyecek? Fransa’nın efsane kadrosu yavaş yavaş hoca oluyor ama, eleştiriye çok açık durumdalar. Blanc’ı gömdüler, Deschamps’ı her şeye rağmen eleştirdiler, Makelele kovalandı vs… Henry’ye sevgi ayrı olsa da Bordeaux gibi karmakarışık ve bir anda Amerikanize olan bir kuruma ben olsam bulaşmam. Yanına da Gilles Grimandi’yi alacakmış. Arsenal taraftarı sıkıldıkça izler artık anlaşma olursa.
  • Saman Ghoddos Cuma Amiens’a geldi, Cumartesi gol attı. Fransa Ligi’nde gol atan ilk İranlı.

                                                                     “Gol atmamak için çıkıp 2-0 öne geçince ben”

  • Lamouchi en uca kanat, kanatlara forvet, merkeze stoper ve stopere de ön libero koyarak çıktı Velodrome’a. Disleksikler için ideal bi diziliş. Sorunumuz bu değil. Marsilya ikinci sezondur üst üste “Ya bu takımın bi düzgün forveti olsa var ya” dedirterek devam ediyor. Abi Mitroğlu olmadı, Germain fakirin Giroud’u zaten, her takımda olur, hiçbir takımda 11 olmaz. “Payet-Thauvin-Ocampos bi şeyler yaratacak da Germain onlara yer açacak” diye sezon mu geçer. Rennes deplasmanda sıkıntı yaratır dedim ben, ama Marsilya deplasmanından bahsetmiyordum yalan olmasın. Ha şimdi Gustavo’nun veya Rami’nin topları direkten dönmese geyiğine girebilirsiniz, fakat tüm planınız forvet arkası üçlünün geçen seneki sayılarına çıkması üzerineyse, o sezona başlamasanız daha iyi bence. Stoper işi çözülü, Caleta-Car iyi topçu olacak bence, ama forvet almaya niyetleri yok adamların.
  • Gelecek haftanın maçı tabii ki Monaco-Marsilya ama esas beni düşündüren Lyon-Nice.

                        Patrick Vieira aman hocam, dikkat abi.

Ağustos 20, 2018

Ligue 1 Notları S02E02

“Guingamp 2’yi atınca kaybederiz sandınız di mi?”

  • Guingamp sürpriz hazırlar dedim, 2-0 oldu, saçma sapan bir VAR’la gol silindi, 3-1 aldı PSG. Evet, Tuchel yine 4 çocukla sahaya çıktı. Fakat işin çocuklarla tam alakası var mı emin değilim, çok pozisyon veriyorlar. Buffon’un Caen maçında da, bu maçta da çıkardığı toplam 3-4 net pozisyon var ki, hakikaten net gol bunlar. Ben hala Tuchel’in bu takıma acayip keyif veren bir hücum futbolu oynatacağını düşünüyorum, bunun için vakit var ancak orta sahanın temposu bunu kaldırabilecek mi, ondan emin değilim. Rabiot tempo özürlü, Lo Celso aşırı yetenekli ama bütün koşma işini 100 yaşındaki Lass ve küçük enişte Verratti’ye bırakırlarsa Şampiyonlar Ligi’nden pek emin değilim. Ya bu ligi salın zaten bu lig onların. Neyse bi durun bakalım. Kombouare hocam yine gençlere top oynatıyor. Onlardan biri Marcus Thuram, Lilian reyisin oğlu. Değişik bi eleman olacak. Hayvan gibi fizik, gol atamıyor ama kalan her şey var. Bu wide target man mi ne diyorlar, o rolde çok iyi. Bi de ben Regis Coco’nun hastasıyım. Hızlı-zeki kanat görünce keyifleniyorum. Ha bu arada, Mbappe U20 oyuncular arasında 30 gole ulaşan ilk oyuncu oldu Ligue 1’da. Ama daha acayip bi şey var elimizde. Buffon zamanında bu haftaki rakibi Marcus Thuram’ın babası Lilian’la George Weah’a karşı oynamıştı Milan-Parma maçında. Bu hafta sonu Weah’ın oğlu Timmy’le Thuram’ın oğluna karşı oynadı. Maşallah deyin. 
  • Lyon için dedim ki öndeki dörtlünün en az geçen seneki kadar gol atması lazım ki Şampiyonlar Ligi gelsin, Mariano Diaz üst üste beşinci maçını da bomboş geçti. Reims çok akıllı takım. Maçın başını harika oynadılar. Geçen hafta beğendiğim yeni transfer Dubois’nın üstüne saldılar Konan’ı, herif de soyadının hakkını verdi paramparça etti oğlanı. Herkes çok beğenmiş zaten. Bu eleman Portekiz Ligi’ni anlatırken de dikkatimi çekerdi ama  bu maçı çok iyi oynadı. Gerçi öteki sol bekte inanılmaz oynadı; Ferland Mendy. Yani sat Benjamin’i, al bunu. Mendy-Mendy git. Dehşet bi atletizm. Lyon’da sıkıntı şu, stoper ikilisi aşırı sakar. Marcelo topu oyuna da soksun, havadan da geçirmesin bilmem ne ama pozisyon hatası gırla. E Morel’e bakıyorsun, adam kornerde son adam ama rakibin hücumunu başlatıyor. Olmaz. Ön taraf da atamazsa böyle kalıyorsun ortada. Sonradan giren Mathieu Cafaro’ya da hasta oldum. Umarım daha fazla oynar. Değişik bi eleman. Satarak olmuyo Aulas, stoper al. 

    “Yukarıda Allah var, korkmaz mısın? Sonun cehennemdir, günahkarsın. Ben vazgeçtim senden, eller alsın. Alışırım git Gaetan.”

  • Yani Twitter’da da yazdım, dünyada “Gaetan Laborde satıldı ve mutsuzum” gibi bir cümlenin olmaması lazım. Tabii olay başka, adam diyor ki zaten eksiğiz ön tarafta, sattınız Malcom’u aldınız 20 yaşında Kalu diye bi elemanı, bana başarılı ol diyorsunuz. Haklısın Gus hocam. Gary Neville zamanında Gus Poyet’le aynı kurstaymış antrenör lisansı için, diyor ki, konuşmazdı çok ama ters bi şey gördüğünde de bi anda çıldırırdı. Adam Mariupol’u eledi, maç sonu basın toplantısında “Sizin gibi yönetimin ben ta…” Bordeaux son iki sezonda ilk 6 yaptı. Gus Poyet gelecek vadediyordu, takımı daha yukarıya çıkarma şansı ve ona uygun anlayışı vardı, ancak korkunç bir yönetim var maalesef. Son 4 senedeki 6. teknik direktör yolda. E abi düzenli olarak Avrupa’ya giden adamları kovarsanız ne getireceksiniz bu takımın başına siz? Bu arada, Leya Iseka ne çaktı ya…
  • Ya Monaco-Lille iyi maç olur dedik, fare doğurdu. Zeki Çelik umarım böyle devam eder dedik, penaltı yaptırdı. Rony Lopes top oynuyor dedik, pek alakası olmadı. Okumasanız mı beni acaba? Mike Maignan da Falcao’nun penaltısını çıkardı, son 9 penaltının 5’ini çıkarmış oldu. Helal. Adeta Hakan Canbazoğlu.
  •  Ben geçen hafta da Nantes fena değil gibi demiştim di mi? Çiz üstünü. Dijon domine etmiş bütün maçı. Sıfır hücum aksiyonu Nantes’ta. Valentin Rosier otobana çevirmiş sağ tarafı, yol yapmış. 5 dripling, 4 top çalma, 2 anahtar pas ve 1 asist. Monaco’nun seneye birilerini 300’e okutup onu almasını bekliyorum. Dijon geçen senenin en iyi beşinci iç saha performansına sahipti. Bu sene deplasmanda biraz toparlanırlarsa X faktör olabilirler. Ha ama kadro iyi mi, yok.
  • Denis Bouaga’nın ismini düzeltmişler. Nimes Marsilya’yı dağıttı. Angers’e karşı 10 kişi 3-1’den dönüp 26 sene sonra ilk Ligue 1 galibiyetlerini almışlardı. Marsilya’ya karşı da ilk 10 dakikada 3 duran top pozisyonu yakaladılar. Keyifli bir tribünleri var, stadyum güzel, takım da enteresan. Şöyle enteresan bir takım; baskı yapıyor, kontraya çıkıyor, öne yığabiliyor ve hakikaten en ufak bir yıldız oyuncusu yok. Maçın her anında farklı senaryoya adapte olabildiler. Marsilya da Thauvin’in inanılmaz golü dışında doğru düzgün bir pozisyona girmedi. Yalnız Umut Bozok çok kötü başladı, bir o üzüyor. Böyle giderse kaptırır 11’deki yerini. Son not, en son lige yeni çıkan takımlar ikide ikiyle başladıklarında 61/62 sezonuymuş, Montpellier ve Strasbourg kazanmışlar. Reims ve Nimes 2’de 2 oldu. 
  • Michel der Zakarian’ı konuşmak istemiyorum.
  • Yeşiller iyi. Yeşiller güzel. Subotiç saçmalamasa alırlardı maçı. Jean-Louis Gasset Fransa’nın herhalde en büyük “ikinci adam”larından biri. Belki de aktif olanlar içinde en iyisi. Birinci adamlık için biraz sert bi yerde ama elinde St. Etienne’in uzun süredir sahip olmadığı bir rotasyon var. Bozulmasınlar çünkü hakikaten potansiyel çok tatlı.
  • Beyler ülke puanı. Gent’i elerdi normalde Bordeaux da, yine geçen seneki Lyon kapışması gibi malzeme verebilirler. Hatırlarsınız, geçen sene Videoton’a elenmişti Ağustos başında Bordo. Son saniyede Malcom’un füzesiyle 3-3 biten Lyon maçı boyunca iki takım Twitter hesapları sürekli birbiriyle dalga geçimiş, Malcom’un golünden sonra da Bordeaux “Öptüm” diye bitirmişti maçı. Lyon hesabı da “Biz de öptük, Avrupa’da başarıl… Neyse bi şey yok” diye bitirmişti. Gene öyle bi şeyler olabilir.
  • Haftaya güzel görünen maç yok. Zaten bayram. N’apacaksınız Ligue 1 falan…