Skip to content

Kaybetmek İçin Yaşamak

Son sözü kim söyleyecek? Basketbol tanrıları mı hipsterlar mı?

Portland Trail Blazers son kez bir normal sezonu 54 galibiyetle bitirdiğinde takvimler 2009’u gösteriyordu, karşılarına Batı Konferansı ilk turunda Houston Rockets gelmişti. Roller o zaman farklıydı, Blazers saha avantajına sahipti ve seriye favori olarak girmişti. Nate McMillan ilk maçta Yao Ming’in oyununa çare bulamamış, o gün kaybeden ve saha avantajını çarçur eden Blazers dibe vurmuştu.

Portland medyasında bu hafta 2009 kabusuna atıfta bulunan yazılar çıktı, birçok kalem McMillan’ın o serideki tercihlerini bir kez daha sorguladı. Neden bu herifler rakı masasına oturduklarında bile 2009’u sayıklar hâle geldi? Zira 2013-2014 sezonunu 54-28 ile kapatan, sezona fırtına gibi başladıktan sonra düşüşe geçen ama son bölümde toparlanan Blazers’ın yeniden o döngüye girmesini istemiyorlar.

Houston Rockets tarafında işler daha farklı. San Antonio Spurs, Oklahoma City Thunder, Los Angeles Clippers gibi babaların birkaç sene boyunca kapattığı Batı Konferansı’nda bir türlü istedikleri noktaya gelemiyorlar. James Harden takasından sonra Dwight Howard’ı kadrolarına katarak yazın en önemli hamlelerinden birini yaptılar. Tecrübeli bir basketbol adamı tarafından yönetiliyorlar. Değerli rol adamlarına sahipler. Bu isimlerden çoğu başka bir takımda rahatlıkla büyük süreler bulabilecek yetenekte insanlar. Buna rağmen takımın belirli bir üst sınırı var ve köklü bir değişiklik yapmadıkları sürece önümüzdeki yıllarda da zirveye uzak kalacaklar gibi duruyor.  Her şekilde tepedeki takımlar onlara “Dükkanın önünde kalabalık yapmayın arkadaşım!” diyecek gibi duruyor.

NBA’in en acımasız yanlarından biri de bu. Portland Trail Blazers sezona 31 galibiyet, 9 mağlubiyetle başladı. Sezon ortasında tökezledi, son bölümde tekrar toparlandı. Buna rağmen, yıllardır sergiledikleri en iyi normal sezon performansı onlara ancak beşincilik koltuğunu getirdi ve play-off maceraları bir hafta sonra bitebilir. Houston çok iyi bir kadroya sahip, iki büyük yıldızı var. Lâkin her şeye rağmen senelerdir oraları zorlayan rakiplerinin önüne geçip zirveyi alamıyorlar, önlerindeki yolun bu sezon için en fazla 1 aylık bir son kullanma tarihi olduğunun farkındalar. Acımasız tarafı bu işte, ikisi de daha sonra kaybetmek için bu seride kazanmak istiyor. Bütün bir yılı kapsayan macera birkaç gün içinde sonlanıyor.

Bu çok duygusal, kâh güldüğümüz kâh ağladığımız satırlardan sonra konumuza dönelim. İki takım hakkında fal açtık, Portland’ın yüreğinin biraz daha fazla kabardığını gördük. Korkuyorlar, elenme tehlikeleri var. Bunu önlemek için ne yapmaları gerekiyor? Normal sezonun ilk ayında kusursuz biçimde uyguladıkları hücumlarını bulmaları lâzım. LaMarcus Aldridge’ın verimliliğin kitabını yazması, Nicolas Batum ve Wesley Matthews’un karşı potaları üçlük bombardımanına tutması, Damian Lillard’ın Patrick Beverley’nin nefes kesen savunması karşısında sakin kalması, Robin Lopez’in Dwight Howard eşleşmesinde ayakta durması lâzım. Daha başka neler yapmalı? James Harden’ın her an alev almaya müsait hücumu karşısında uzunların daha uyanık olması, özellikle ikili oyunlar sonrasında Harden’dan gözlerini ayırmamaları gerekiyor. Uyanmayan üçlüğü kafasına yer. Bu arada, Portland hücumunun inceliklerini Atlas benden çok daha güzel şekilde açıkladı, seri öncesi onun yazısına da bakın.

Peki Houston cephesinde gündem ne? Tahtaya yapılacaklar listesi yazdıklarında altına eklemeleri gereken şeyler bunlar: Birincisi LaMarcus Aldridge’ın orta mesafe şutlarını nasıl savundukları seride belirleyici olacak. Özellikle ilk maçtan itibaren Aldridge karşısında sağlam durmaları gerekiyor. Dwight Howard normal sezonda Portland’a karşı iyi iş çıkarsa da bu tip adamlarla eşleşmekten pek hoşlanmıyor ama yapacak bir şey yok, serinin anahtarı bu. (Bir not: Sedat Koç da belirtmişti yazıyı okuduktan sonra ama başka bir eleştiri gelmiş bu konuda. Evet, Terrence Jones bu eşleşmede omuzlarına büyük sorumluluk düşecek adam lâkin Rockets sezon içerisinde farklı şekillerde, değişerek savunmuştu Aldridge’ı. O senaryonun play-off’ta da geçerli olacağına inanıyorum. NBA’de eşleşmeler yasa tasarısıyla verilmediği için seri içerisinde anlık birçok farklı deneme olacaktır. Houston kampından da bu yönde haberler geldi son günlerde. Normal sezonda çok az denedikleri İkiz Kuleler moduna geçerlerse işler değişebilir. Howard ve McHale de benzer yönde açıklamalar yaptı son günlerde, belirtmeden geçmek istemedim.)

İkincisi detaylardan ayrılıp geniş resme baktığımızda Houston daha iyi takım. Hem hücumda hem savunmada rakiplerinden daha iyi konumdalar.  İki yıldızları (Howard ve Harden) rakibin ikilisinden (Aldridge ve Lillard) daha iyi. Sağlık problemleri soru işareti ama yedekleri de işin içine kattığımızda Portland’dan avantajlı oldukları ortada.

Genele bakarsak Jeremy Lin-Damian Lillard ikilisi muhtemelen tüm NBA’de karşılıklı en az savunmanın yapıldığı eşleşmeye imza atacak. Harden Portland’ın üçlükçülerini büyük ihtimalle yalandan savunacak, bütün bunlar seride yakın giden maçları Rockets açısından tehlikeli konuma getirecek. Favori onlar ve savunmada bu tip detaylarda çuvallamaları Blazers’ı hayatta tutabilir.

Tahmin yapma noktasına geldik. İlk iki maçı görmeden yapılacak her türlü tercih benim açımdan sakat ancak bu sefer saha avantajını elinde tutan takımın daha şanslı olduğunu söyleyebilirim. Houston seriyi 4-2 kazanacakmış gibi duruyor. Gönlümden geçen yedi maça giden harika bir seri olması ve Portland’ın son anda kazanması lâkin şu şartlarda bunu mantıklı bir tahmin olarak öne sürmek mümkün değil. Ne olursa olsun, iki takımın da Batı Konferansı’nda gidebilecekleri en üst nokta muhtemelen bir sonraki tur ve şu seriden savaşarak çıkan takım -ne kadar değerli parçalara sahip olursa olsun- birkaç hafta sonra devler tarafından harcanmaya başlayacak.

2009 kabusu Portland’ın peşinde, 2014’te bir benzerinin yaşanmasını istemiyorlar. Houston Rockets ise herhangi bir kabusla adını yan yana yazmak istemiyor, onları çok daha tepelerde görmek isteyenleri en azından ilk turda mahçup etmemeye çalışıyor. Durum bu: Muhtemelen 4-2 Houston, inşallah 4-3 Portland. Son sözü kim söyleyecek? Basketbol tanrıları mı hipsterlar mı?