PorFisac’lı Fuenla

Avrupa basketbolunun şu aralar gündemindeki en önemli konu İspanya Kral Kupası. Üstelik hem beklenen hem de arzu edilen final gerçekleşmiş durumda, bu akşam Palau St. Jordi’de El Clasico var. Üstelik son yıllarda Barça, rakibine ağır üstünlük kurmuş olsa da ACB’deki ilk maçı kaybetmiş durumda ve Real’i Barcelona’da oynanacak bu maç öncesi favori gösterenler azımsanmayacak sayıda. Nefesler tutuldu herkes bu maçı bekliyor demek gerekir aslında ama kimin umurunda…

Kupaya damgasını vuran hikaye Madrid’in bir banliyösünden. Fuenlabrada daha çok NBA’e yaptğı ihracatlarla biliniyor bu sıralar.1 Sezona sponsorsuz başlamış, ACB’nin en düşük bütçeli takımlarından.2 Türk basınında ise Beşiktaş’ın Eurochallenge Cup’taki yenilgisizliğini sona erdiren takım olarak tanındılar biraz.3 Uluslar arası alanda asıl ünlerini ise Partizan’la olan bağlarına borçlular.45

Cuma akşamı şehrin büyük abisi Real Madrid’le oynadılar Kral Kupası çeyrek finalinde. Eldeki malzemenin normal şartlarda Türkiye Ligi’nde küme düşmeyeceğini iddia etmek oldukça zor. Ancak onlar Real’e sahada resmen kan kusturdular. Basketbol tanrıları ne zamandır beklenen finali külkedisi hikayelerine tercih eder oldu bilmiyorum ama şans birazcık olsun diğer tarafta olsaydı sonucun farklı olacağı aşikar. Momentumun el değiştireceği pek çok anda işler Fuenlabrada’nın istediği gibi gitmedi. Real Madrid bu anlarda oyuncu kalitesinin de farkıyla zor şutları sokup hayatta kalırken, Fuenla’nınkiler girmedi. Fuenlabrada bu kadar moral bozucu duruma karşı hiç geri adım atmadı ve maçı da kazanacak noktaya getirdi pek çok kez. Üstelik takımın yıldızı Kirk Penney gayretli olmasına rağmen çok kötü bir günündeydi. Bahsettiğimiz takımın en önemli oyuncusu sezon ortasında NBA’in yolunu tutmuş, bir diğer önemli ismi Lubos Barton’dan sakatlıklar nedeniyle faydalanılamamış ve yakın zamanda yollar ayrılmış, hatta üçüncü ligden oyuncu getirip takıma monte etmek zorunda kalmışsın. Bilbao ve Valencia gibi Avrupa’nın kalbur üstü takımlarının bile gidemediği Kral Kupası’na katılmaya hak kazanmış bu takımın başarısının ardında özel bir isim var: Porfirio Fisac. Aldığı takımları bir üst lige taşıyıp, harika işler yapmasıyla tanınan PorFisac, Fuenlabrada öncesinde mucizevi bir iş olarak nitelenen, Valladolid’i ikinci ligden çıkarıp, Kral Kupası’nda da çeyrek finale taşımıştı. O ayrıldıktan sonra Valladolid’in ligin dibine demir atmış olması bile aslında onun hakkında bir şeyler söylüyor. Ve bu maç özelinde rakibinin en güçlü noktası olan yüksek tempoya izin vermemek adına, tempoyu artıramadığı için zaten sınırlı hücum potansiyelini iyice aşağı çekmek zorunda kalmış bir takımın ortaya koyduğu oyun… İspanya’nın en iyilerinden biri olduğunu düşünenlerin sayısı az değil ama daha da ileri giderek İspanya’nın en iyisi diyenler var onun için.

Maçtan önce Mike Hall:

–          Madrid’i yenebilir misiniz?

–          Kesinlikle.

–          Madrid’i yenecek misiniz?

–          Kesinlikle.

“Oyuncularınızın size inanıyor olması bir koç için en güzel şeydir, bir koç için en büyük tatmin budur.”

“Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki bu maçı kaybedilmiş olarak görmüyorum. Bu maç kanımca bizim açımızdan bir galibiyettir.”

Porfirio Fisac

Salonun tamamı deli gibi Fuenlabrada’yı destekledi maçta ki öylesine bir atmosfer dün akşam ev sahibinin maçında dahi yoktu. Bu sadece maçın Katalunya’da oynanıp diğer takımın Real Madrid olması ya da salondaki hakim grubun Vitoria’dan gelen Basklı taraftarlar olması ile açıklanamaz olsa gerek. Sonuç, taraftarların yenilgiye rağmen büyük gurur duydukları bir mücadele. Herkes çok mutlu.67

Ne dün akşamki harika Barça-Baskonia maçı ne de bu akşamki olası güzel bir El Clasico finali, sanmıyorum ki onlarınki gibi bir iz bırakmış olsun. Bir takım taraftarına daha fazla ne verebilir ki…

“Galibiyet gelmediği için istediğimiz kutlamayı yapamadık maalesef ama Fuenlabrada’dan buraya çok sayıda taraftarımızın gelmiş olmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Sabah 7’de otobüse atlayıp buraya gelerek bizi yalnız bırakmayan mütevazı ve çalışkan Fuenlabrada halkına teşekkür ediyoruz. Onlarla gurur duyuyoruz.”

“Benim için her gün işe gitmek bir keyif unsuru, bu toplumda eksikliğini en çok hissettiğimiz şeylerden biri.”

Porfirio Fisac

1. Geçen sezonun sonunda Charlotte’ın yolunu tutan Bismack Biyombo ve bu sezonun ortasında New Orleans Hornets’a transfer olan Gustavo Ayon’un yolları Fuenlabrada’dan geçti. [↩]
2. Bu ay içinde sponsorluk için Mad-Croc’la anlaştılar. [↩]
3. Ergin Ataman’ın anlamsız açıklamalarıyla galibiyeti sonuna kadar hak eden iyi oyunları göz ardı edilmişti o gün. Tık!  Tık! [↩]
4. Partizan’ın rüya sezonunda FIBA’nın güvenlik gerekçesiyle maçlarını kendi evinde oynamasına izin vermeyince onlara Fuenlabrada kucak açmıştı. Zeljko Obradovic “Oyuncular kendini ilk günden itibaren evlerinde gibi hissetmişlerdi.” demişti bu ev sahipliği için. Hatta yerel halkın Joventut Badalona’ya karşı bile destekleyecek kadar Partizan’ı benimsemesi o dönem İspanya basınında tepki görmüştü. O sezonun yirminci yıl dönümü nedeniyle hazırlanan belgesel Canal +’ın ünlü Informe Robinson programına konu olmuştu. [↩]
5. Aynı yıldönümü çerçevesinde Fuenlabrada’nın da Avrupa kupalarına geri dönüşü şerefine, takımın Avrupa’da giymesi için Partizan’ın renklerinde formalar hazırlandı. [↩]
6. http://acbtv.acb.com/video/4675-crey-20112012-copa_del_rey-una_aficion_de_10 [↩]
7. http://youtu.be/JEx0elGt81Q [↩]